Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1567
Karar No: 2020/5167
Karar Tarihi: 29.09.2020

Sahte belge düzenleme - defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1567 Esas 2020/5167 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/1567 E.  ,  2020/5167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte belge düzenleme, defter ve belge gizleme
    HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

    Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18/04/2013 tarih ve 2013/1587 Esas numaralı iddianamesi ile sanıklar hakkında "2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan da dava açıldığı ancak dosyanın incelenmesi sonucu sanıklar hakkında yalnızca “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan hükümler kurulduğu anlaşılmakla, açılan dava ile ilgili olarak mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    I-Sanık ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    Sanık hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan uygulama yapılırken 213 sayılı VUK"nin 359/b, 5237 sayılı TCK"nin 43. maddeleri uyarınca hükmedilen 3 yıl 9 ay hapis cezasından, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 indirim yapılması sırasında, sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür
    Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
    II-A)Sanık ... hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    1-Sanık ... hakkında 2006,2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ait defter ve belgeleri gizlediği iddiasiyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında 2009 yılında sanık ...’in cezaevine girmesiyle şirketi kapatmak için işyerinde bulunan evrakları maliyeye teslim ettiğini belirtmesi, ilgili yıllara ait defter ve belgelerin ibrazına ilişkin 15.08.2011 tarihli istem yazısının sanık ...’e 16.08.2011 tarihinde tebliğ edilmesi sonrasında sanığın belgelerin çoğunu teslim ettiğinin 06.09.2011 tarihli defter ve belge teslim etme tutanağı ile sabit olması, vergi raporlarında sanığın 2006 yılı yasal defterleri ile yetkili matbaaya bastırdığı A-157401-157450 nolu fatura cildi ile A-50001-50100 nolu 2 cilt sevk irsaliyesi ve A 6051-6100 nolu 1 cilt gider pusulasını ibraz etmediğinden bahsedilmiş ise de sanığın vergi dairesine verdiği 03.08.2010 tarihli dilekçesinde bir kısım belgelerinin iptal edilmesine ilişkin talepte bulunduğunun matbaaya bastırılan bu belgelerin ise kaybolduğuna ilişkin 30.07.2010 tarihli gazete ilanını sunduğunun anlaşılması, dosyada bulunan 20.02.2009 tarihli imza sirkülerine göre sanığın bu tarihten itibaren 5 yıl süre ile münferiden şirket müdürlüğüne seçilmesi, 20.08.2009 tarihli imza sirkülerine göre ise sanık ...’in 19.08.2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile münferiden şirket müdürlüğüne seçilmesi ancak sanık ...’in şirket müdürlüğüne seçilmesinden sonra sanık ...’in müdürlük görev ve yetkisinin devam edip etmediğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; sanık ...’in istem yazısının tebliğ edildiği tarih itibarıyla şirket müdürlüğü yetkisinin devam edip etmediğinin Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden sorulması ile buna ilişkin belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, sanık ...’in kendisinden defter ve belgeleri ibraz etmesi isteminden önce 03.08.2010 tarihinde vergi dairesine bildirimde bulunup bir kısım belgelerin iptali ile bir kısım belgelerin kaybolduğuna ilişkin bildirimi ve istem yazısını tebliğ aldıktan sonra 06.09.2011 tarihinde birden çok defter ve belgeyi ibraz etmesi hususu da dikkate alınarak sanığın sadece bir kısım belgeleri ibraz etmeme şeklindeki eylemi yönünden suç işleme kastıyla hareket edip etmediğinin de kararda tartışılmasından sonra toplanan tüm delilerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
    2-Kabule göre de;
    a)Suç tarihi itibarıyla sanığın adli sicil kaydında sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar mevcut olup, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 tarihli ve 346-25 esas ve karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm niteliğinde olmadığı, dolayısıyla suç tarihi itibarıyla sanığın kasten işlediği suçtan dolayı kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunmadığı, 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenen 2. cümle hükmünün suç tarihinden sonra 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetilmeden; alt sınırdan ceza tayin edilen ve bir daha suç işlemeyeceği kanaati oluşması nedeniyle cezası ertelenen sanık hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının bulunduğu gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    b)5237 sayılı TCK"nin 51/7. maddesinde "hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazın kısıtlanması,
    c)Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    B)Sanık ... hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ... müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan Antalya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı Rapor Değerlendirme Komisyonu"nun 21/01/2013 tarihli ve 2013-I/9 sayılı mütalaası ve dayanağı olan vergi suçu raporunun sanık ... hakkında yalnızca "2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarına ilişkin olduğu, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18/04/2013 tarihli 2013/2352 Soruşturma ve 2013/1587 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaaya aykırı olarak "defter ve belge gizleme" suçundan da kamu davası açıldığı, ancak dosya kapsamında bu suç yönünden verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla; iddianameye konu olan defter ve belge gizleme suçu yönünden 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin ilgili Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, bu eylem yönünden mütalaa verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden, yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması,
    C)Sanık ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
    Sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’in savunmalarında söz konusu şirketle bir ilgisinin olmadığını, şirketin müdürü olduğunu sonradan öğrendiğini ve öğrendikten sonra imza sirküleri çıkarttığını, ancak işyerinde herhangi bir satış ve faaliyetin olmadığını beyan etmesine karşılık vergi müfettişine verdiği 15.06.2012 tarihli ifadesinde ... şirketindeki malları ... firmasına aktardıklarını, buna ilişkin satış faturalarını kendisinin ya da muhasebecisinin düzenlemiş olabileceğini, ...’in satış faturalarını da ön muhasebecinin düzenlediğini belirtmesi, dosyada bulunan 20.08.2009 tarihli imza sirkülerine göre sanık ...’in 19.08.2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile münferiden şirket müdürlüğüne seçildiğinin ve vergi tekniği raporunda şirketin 2009 yılı Eylül ayında ... Kozmetik Ür. San. Tic. Ltd. Şti. adına 9 adet 55.000,00 tl tutarında fatura düzenlediğinin tespit edilmesi, sanık ...’in savunmalarında ise 2008 yılında sanık ...’in ... şirketini satın aldığını ancak vergi borçları nedeniyle şirketi üzerine alamadığı için kendisine teklif ettiğini, işten çıkmamak için teklifini kabul ettiğini, 2008 yılının yaz döneminde sanık ... ve annesi ... ile birlikte ... isinli firmanın sahibi olarak tanıttıkları Mahmut isimli kişiden şirketi devraldıklarını, sonrasında sanık ...’e firmanın nerede olduğunu sorduğunda sanık ...’in kendisine böyle bir firmanın olmadığını, bu firma ile işlettiği firma üzerinden düzenli olarak fatura kesip işleri iki firma üzerinden devam ettireceğini söylediğini, ... firması ile ilgili 2000 tane fatura bastırdığını ama bunların nerede ne şekilde kullanıldığını bilmediğini, sanık ...’in ... firmasından ürün almış gibi gösterip fatura kestiğini beyan etmesi karşısında, tüm dosya kapsamından sanığın unsurları itibarıyla oluşan "sahte fatura düzenleme" suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanıkların, sanık ... müdafinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
    29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi