16. Hukuk Dairesi 2014/3688 E. , 2014/8730 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSKİLİP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2006/198-2013/216
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar Ahmet ve A.. Ş.. vekili dava dilekçesinde; Y.Köyünde bulunan ve dilekçesinde sınırlarını belirttiği yaklaşık 15 dönüm taşınmazı müvekkillerinin .nolu parselle birlikte önceki maliklerinden satın aldığını, taşınmazın önceki malikleri ve müvekkilleri tarafından 20 yılı aşkın süredir kullanıldığını belirterek müvekkilleri adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 05.12.2012 havale tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 19.220,13 m2"lik bölümün eşit paylarla davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı yararına zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kadastro Müdürlüğünün cevabi yazısında, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının 16.01.1960 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında “taşlık” olması nedeni ile tespit dışı bırakıldığı bildirilmiştir. Davacılar Adem ve A.. Ş.. ise, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın imar ve ihya edilip edilmediği, imar ve ihyanın başlama ve tamamlanma tarihi konusunda bir beyana rastlanmadığı gibi keşif sonucu düzenlenen zirai bilirkişi raporunda da imar ve ihya hususuna değinilmemiştir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların uzman fen bilirkişilerince stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece hava fotoğrafları getirtilerek bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.