9. Hukuk Dairesi 2014/24569 E. , 2015/35277 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇORLU 1. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/890-2014/203
Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin her gün 3-4 saat fazla çalışmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğini, bordroda gösterilmediğini, müvekkilinin onayı alınmaksızın işyerinin değiştirildiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, bu nedenlerle iş akdinin noter ihtarnamesi ile İş Kanunu"nun 24. maddesine göre haklı nedenle sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının başka bir işyerinde çalışmak için iş akdini feshettiğinin öğrenildiğini, asıl iradesinin istifa olduğunu, davacının bir başka işyerine çalışmak için iş akdini sona erdirdiğini, işten ayrıldıktan sonra başka işyerinde çalışmaya başladığını, .. sicil sayılı işyeri ile hangi tarihte görüşmeye başladığının araştırılmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacı tarafça haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının fazla mesai ücretinin hesabı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun da kural olarak haftalık çalışma esası benimsenmiştir. Kanunun 41. Maddesine göre “Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz”. 63. maddeye göre ise “Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
Ancak 4857 sayılı İş Kanunu ve kanuna ilişkin fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yönetmelik, haftalık çalışma esasının istisnalarına da yer vermiştir.
a) Günlük çalışma süresinin onbir saatten fazla olamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğinden, tespit edilen fazla sürelerin denkleştirmeye tabi tutulmaması, onbir saati aşan çalışmalar için zamlı ücret ödenmesini gerektirmesidir.
b) İş Kanununun 63 üncü maddesinin son fıkrası uyarınca sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde, bu süreyi aşan çalışmalar fazla mesai ücreti ödenmesini gerektirir.
c) Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılanlarında, günlük çalışma esası vardır.
d) En önemlisi ise gece çalışmalarında getirilen sınırlamadır. Kanunun 69/3 maddesi uyarınca “işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez”. Kanunda belirtilen bu süre günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa dahi, günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
Hükme esas bilirkişi raporunda davacının aylık 35 saat fazla mesai ücretine hak kazandığı kabul edilmiş ve zamanaşımı itirazı dikkate alınarak hesaplanmıştır. Davacının fazla çalışma ücreti hesaplanırken, kural olan haftalık esası dikkate alınmamıştır. Davacının günlük çalışma esasına tabi olduğu da ileri sürülmediğine göre, haftalık 45 saati aşan çalışması olup olmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Aylık esas üzerinden hesaplanan fazla mesai ücret alacağının kabulü hatalıdır.
3- Davacının yıllık izin ücreti alacağının olup olmadığı noktasında da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı taraf, davacının 2012 yılı Ekim ayı maaş bordrosunun yıllık izin sütununda 20 gün karşılığı 1.309,40 TL yıllık izin alacağı tahakkuk ettirildiğini, bu durumun banka hesaplarında da ortaya çıktığını, bakiye izin alacağının bulunmadığını ileri sürdüğüne göre söz konusu delil listesindeki banka kayıtlarının ilgili banka şubesinden celbedilmeksizin eksik inceleme ile yıllık ücretli izin alacağının kabulü isabetsizdir.
4- Fazla çalışma ücretine takdiri indirim uygulanmaması da taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusudur.
Yargıtay, fazla çalışmaların tanık beyanlarına dayanılarak uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde istikrarlı olarak bir işçinin aynı şekilde izin, tatil günleri nedeni ile fazla mesai yapmayacağı, bunun hayatın olağan akışına aykırı olacağı gerekçesi ile hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğine karar vermiştir.
Hükme esas raporda, fazla çalışma ücreti tanık beyanlarına göre hesaplandığı halde takdiri indirim uygulanmaması da ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.