19. Hukuk Dairesi 2018/695 E. , 2019/5550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen davanın reddine yönelik 2015/697 esas ve 2017/218 karar ve 27/04/2017 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı ... arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı ..."nun 49.000,00 TL, ..."nin 15.000,00 TL bedelli müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kullanılan krediye ilişkin borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itirazda bulunulduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %100 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalının borçlu şirketin ortaklığından 01/08/2012 tarihinde hissesinin tamamını ..."e devrederek ayrıldığını, davalının kefil bulunduğu asıl borç ilişkisinin sona erdiğini, davalının kefil sıfatı ile imzalamış olduğu bu sözleşme nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, takip konusu borcun ...’in kefaletinin bulunduğu diğer sözleşmeden kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davalının herhangi bir genel kredi sözleşmesinde imzasının ve kefilliğinin olmadığını, kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığını, geçerli bir kefalet sözleşmesinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalıların kefalet imzalarının bulunduğu birinci sözleşmeden kaynaklı bir banka alacağının bulunmadığı, davacı banka tarafından dava dışı ...’e açılan ve kullandırılan kredilerden doğan banka alacağıyla ilgili olarak davalılara kefalet sorumluluğu yöneltilmesinin mümkün olmadığı, davalıların kefil olduğu ilk kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir alacağın varlığının ispatlanamadığı, diğer borçlu davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının ise davalı ..."nin icra takibine yaptığı itirazdan vazgeçtiğine ilişkin beyanı ile bu davalı yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı ... aleyhine açılan davanın ise davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece hükme esas alınan rapor ile davalının kefili olduğu ve daha sonra limitleri arttırılan 22/08/2002 tarihli sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borç bulunmadığı,borcun kapatıldığının tespit edildiği, davacı banka ile dava dışı ... arasında 14/10/2011 tarihli ikinci genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ana sözleşmesinin düzenlendiği, kredili mevduat hesabının önceki sözleşme gereğince kullandırılan borç bakiyesinin sıfırlandığı, 01/10/2012 tarihinde yeni sözleşme imzalandıktan sonra tekrar kredi kullandırılmaya başlandığı, davalı ..."nun ikinci sözleşmede müşterek borçlu yada kefil sıfatı ile herhangi bir imzasının bulunmadığı, dolayısıyla davalının imzasının bulunduğu 22/08/2002 tarihli sözleşmeden kaynaklı herhangi bir alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.