Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2864
Karar No: 2020/2392

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/2864 Esas 2020/2392 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/2864 E.  ,  2020/2392 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vasisi, kısıtlı babası ...’un Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/06/2006 tarih, 2005/1672 Esas, 2006/635 Karar sayılı ilamı ile vesayet altına alınarak kendisinin vasi atandığını, kısıtlıya ait 1379 parsel sayılı taşınmazın vekil kıldığı ... tarafından dava dışı ...’e satış yoluyla temlik edildiğini, daha sonra kısa aralıklarla taşınmazın dava dışı ...’a, ondan da davalı ... e devredildiğini, gerek vekâletnamenin düzenlendiği gerekse temliki işlemin yapıldığı dönemde hukuki ehliyetinin bulunmadığını, işlemin geçerli olmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile kısıtlı ... adına tescline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazı iyiniyetle iktisap ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk karar Dairece; “...davacı ...’un Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.06.2006 tarih, 2005/1672 esas, 2006/635 karar sayılı ilamı ile vesayet altına alınarak kızı ...’ın vasi atandığı, mahcur ...’in vesayet altında olduğu dönemde torununun eşi dava dışı ...’ı 18.04.2007 tarihinde vekil tayin ettiği, vekil Serkan’ın çekişme konusu 1379 parsel sayılı taşınmazı 30.04.2007 tarihli akitle dava dışı ...’e, ondan 06.04.2008 tarihli akitle ...’a, ondan da 09.04.2008 tarihli akitle davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ilk yapılan temlik sırasında davacı ...’in vesayet altında olduğu, dolayısıyla ilk el konumunda bulunan ...’in 1939 tarih, 11/60 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca tapu sicillerinin aleniyetinden ve sicile güven ilkesinden hareket ederek taşınmaz edinen konumunda olmayıp, sicilin dayanağını oluşturan belgeye dayalı olarak iktisap ettiği ve anılan işlem sırasında kullanılan vekaletname gereğince düzenlenen akde istinaden taşınmazı elde eden kişi olup, ilk el konunumda değerlendirilmesi gerektiği, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinden yararlanamayacağı, ne varki, ondan edinen ikinci ve üçüncü el konumunda bulunan ... ile davalı ... ’in kayıt malikinin ehliyetli olup-olmadığını bilen ve bilmesi gerekli olan konumunda bulunmadıklarının saptanması halinde, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan istifade edecekleri kuşkusuz olup, bu hususta hükme elverişli araştırma ve inceleme yapılmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar Dairce bu kez; “…Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kısıtlı ...’un ilk hükümden sonra 03/03/2012 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; kısıtlının ölümü ile mirasçıları tereke üzerinde elbirliği (iştirak) halinde maliktirler...bu hususun mahkemece de benimsendiği, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/606 Esas, 2012/651 Karar, sayılı mirasçılık belgesi ile mirasçılarının saptandığı, kısıtlı tarafından vekil tayin edilen Serkan’ın eşi ... dışındaki tüm mirasçıların, davaya vekâlet vermek suretiyle katıldıkları anlaşılmaktadır. O halde dava dışı kalan mirasçılardan ...’ın davaya iştirakinin sağlanması gerektiğinde kuşku yoktur. Hâlböyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler gözetilerek davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK"nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, verilen kesin süre içerisinde terekeye temsilci atanması için dava açılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Somut oluyda; kısıtlı ...’un yargılama aşamasında 03.03.2012 tarihinde öldüğü, mirasçı ... dışındaki diğer tüm mirasçıların vekalet vermek suretiyle davaya katıldıkları, bozma ilamından sonra mahkemece mirasçı ...’a davetiye çıkartıldığı, usulüne uygun tebligata rağmen mirasçı ...’ın duruşmaya gelmediği ve beyanda da bulunmadığı, mahkemece bu kez davacı vekiline mirasçı ...’ı davaya dahil etmek veya terekeye temsilci atanmasına ilişkin dava açmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği ve eksikliğin giderilmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği, ihtarata rağmen verilen kesin süre içerisinde eksiklik giderilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanamaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
    Ne var ki, değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, hükmün 1. bendinde yer alan “Davanın açılmamış sayılmasına,” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 1.bent olarak; “Davanın usulden reddine” ibaresinin yazılmasına, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi