Esas No: 2020/646
Karar No: 2021/367
Karar Tarihi: 25.02.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/646 Esas 2021/367 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/646
Karar No : 2021/367
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 11/09/2019 tarih ve E:2019/907, K:2019/5768 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 28/04/2011 tarih ve 27918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Meslek Personeli Sınav, Görev, Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliği'nin 5. maddesinde yer alan ''sözlü'' ibaresinin, 11. maddesinin 4. bendinin son cümlesinin, 12. maddesinin ve 13. maddesinin birinci fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 11/09/2019 tarih ve E:2019/907, K:2019/5768 sayılı kararıyla;
Dava devam ederken Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun, 24/12/2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 81. maddesi uyarınca kapatıldığı ve personelinin Tarım ve Orman Bakanlığı personeli olarak başka bir işleme gerek kalmaksızın atandığı dikkate alındığında, dava konusu Yönetmeliğin fiilen uygulanma kabiliyetinin kalmadığı,
Nitekim, Dairelerince yapılan 26/03/2019 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece gönderilen yazıda da, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu kapatıldığından dava konusu edilen Yönetmeliğin uygulama olanağının kalmadığının ve personel alımları ile ilgili Tarım ve Orman Bakanlığının mevzuatının uygulanacağının belirtildiği,
Bu itibarla, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun kapatıldığı, personelinin de başka bir kuruma devredildiği olayda, söz konusu Yönetmeliğe dayalı olarak tesis edilmiş bir uygulama işleminin dava konusu edilmediği de dikkate alındığında, uygulanma kabiliyeti kalmayan Yönetmeliğin iptali istemiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, toplam 210,30-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2.475,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yargı meciince davanın açıldığı tarihteki durum dikkate alınarak uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi ve buna göre yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Başkan Vekili … ve Üyeler … ile …'in, davacı Sendikanın, ancak, üyelerinin ortak çıkarlarının etkilenmesi ya da üyelerinden birinin menfaatini ihlal eden bir işlem tesisi ve hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyesini temsilen dava açmasının mümkün olduğu, henüz kamu görevine atanmamış, dolayısıyla henüz davacı Sendika ile üyelik ilişkisi bulunmayan kişilerin anılan kamu görevine girişleri için öngörülen sınava ilişkin düzenlemelerin iptali istemiyle "temsilci" olarak dava açamayacağı, bu haliyle dava açmakta menfaati bulunmadığından, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği yolundaki oylarına karşılık, davacı Sendikanın, üyelerinin ortak hak ve menfaatlerini korumak amacıyla hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü dava konusu Yönetmeliğin iptalini isteyebileceği, bu itibarla dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esası incelendi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 11/09/2019 tarih ve E:2019/907, K:2019/5768 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 25/02/2021 tarihinde, esas yönünden oybirliği, davalı idare aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısım yönünden ise oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava, 28/04/2011 tarih ve 27918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Meslek Personeli Sınav, Görev, Çalışma Usul ve Esasları Yönetmeliği'nin 5. maddesinde yer alan ''sözlü'' ibaresinin, 11. maddesinin 4. bendinin son cümlesinin, 12. maddesinin ve 13. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle açılmış, Danıştay Onikinci Dairesince verilen 11/09/2019 tarih ve E:2019/907, K:2019/5768 sayılı kararda, mevzuatta yapılan değişiklikler sonucu Yönetmeliğin uygulanma olanağı kalmadığı gerekçesine yer verilmek suretiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan ve madde metninde sayılan hallerde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen haller arasında “yargılama giderlerine” de yer verilmiş, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarih ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Yargılama giderinin kapsamı” başlıklı 331. maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, maddenin 1/ğ bendinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderleri arasında olduğu belirtilmiş, Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında da; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu Yönetmeliğin uygulanma olanağı kalmadığından söz edilerek davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verildiği ve bu giderler arasında yer alan vekalet ücretinin davalı idarece davacıya ödenmesine hükmedildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan atıf hükmü uyarınca yargılama giderleri konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinin 1. fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde yargılama giderlerinin ne şekilde takdir edileceği hususu düzenlenmiştir. Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu edilen Yönetmeliğin dava açıldıktan sonra mevzuatta yapılan değişiklikler sonucu uygulanma olanağı kalmadığından bahisle uyuşmazlığın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olması nedeniyle, başvuruya konu kararın hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine 6100 sayılı Kanun’un metnine yer verilen 331. maddesinin 1. fıkrasındaki kural çerçevesinde hükmedilmesi gerekir.
Bu durumda; uygulanma olanağı kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla neticelenen davada, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenip buna göre yargılama giderleri konusunda hüküm kurulması gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı idareye yükletilmesine hükmedilmiş olduğundan, temyiz başvurusuna konu kararın bu yönden bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.