20. Hukuk Dairesi 2013/8734 E. , 2013/9066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ...Köyü, Duran mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1905,64 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, davalı ... Tüzel Kişiliğinin taşınmazın bir kısmının adına tescili yolundaki talebinin reddine karar verilmiştir. Köy Tüzel Kişiliği ve Hazine tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 15/12/2008 tarih ve 2008/13392 - 17542 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, taşınmazın kesinleşen orman kadastro haritasında yerinin nokta şeklinde gösterilip irtibatlı krokisinin çizilmediği, komşu parsellere ait tutanak ve dayanakları getirtilerek çekişmeli yer yönünü ne olarak okuduklarının denetlenmediği, davalı ... tüzel kişiliği tarafından Kaymakamlığa başvurularak köy mezarlığı olarak ihdasen tescili istenen yerin çekişmeli yerle ilgisi bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, kadim mezarlık olup olmadığı üzerinde durulmadığı açıklandıktan sonra davaya konu yerin kesinleşen orman kadastrosuna göre durumunun belirlenmesi açısından orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçeklerinin denkleştirilerek birbiri üzerine aplike edilip irtibatlı krokisinin çizdirilmesi, zilyetlik durumunun tespiti açısından yöreye ait en eski tarihli ve yakın tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile getirtilerek taşınmazın bu belgelerdeki konumunun belirlenmesi, yapılacak araştırma sonucunda orman sayılan yerlerden olmadığı ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde zilyetlik koşullarının araştırılması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1905,64 m2 yüzölçümündeki taşınmazın içinde ahır bulunan tarla niteliği ile davacı adına tapuya tesciline, Köy Tüzel Kişiliğinin taşınmazın bir bölümünün kendi adına tescili yolundaki talebinin reddine karar verilmiş, hüküm Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Yörede orman kadastrosu 1967 yılında seri bazda yapılmış; 1968 yılında kesinleşmiştir. Genel arazi kadastro işlemi ise 1953 yılında yapılmış, 14/09/1954 tarihinde kesinleşmiş; çekişmeli yer tepe olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
Hazinenin ve Köy Tüzel Kişiliğinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Dairenin iade kararı üzerine alınan 03/09/2013 tarihli ek fen bilirkişi rapor ve krokisinden davacı adına tescile karar verilen 1905,64 m2"lik taşınmazın (A3) ile gösterilen bölümünün komşu 815 parsel kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. (A3) ile gösterilen yerin davacı adına tescili, mükerrer tapu kaydı oluşumuna neden olacağından bu bölüm hakkındaki davanın reddine karar vermesi gereklidir.
Aynı rapora göre (A2) ile gösterilen bölüm ise, Köy Tüzel Kişiliği tarafından Kaymakamlık Makamına başvurularak köy mezarlığı niteliğinde ihdasen tescili istenen mezarlık yerinin içinde kalmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı ... Tüzel Kişiliği tarafından mahkemeye sunulan 11/01/2008 tarihli dilekçe ile köyün büyüme eğilimi gösterip mezarlık ihtiyacının artması, çekişmeli yerin de mezarlığa bitişik olması nedeniyle muhtarlık tarafından 27/12/2005 tarihinde Ula Mal Müdürlüğüne başvurulduğu, bu yerin köy mezarlığı olarak tahsisin istendiği bildirilerek taşınmazın davacı adına tesciline itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Daha sonra dosyaya sunulan 20/07/2009 havale tarihli dilekçe ile de bu bölüm yönünden Köy Tüzel Kişiliği adına tescil talep edilmiştir. Ancak, dosya arasında köy tüzel kişiliğinin davaya katılım harcı yatırdığına dair belge bulunamamıştır. Köy tüzel kişiliğinin tescil yolundaki istemi, ancak, harçlı katılımda bulunması halinde karşı tescil davası olarak nitelendirilip incelenebilir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulup harcın yatırılmış olması, ancak, belgenin dosyaya konulmamış olması durumu söz konusu ise bu yönde araştırma yapılmalıdır. Bu cümleden olarak taşınmaz başında yöreyi iyi bilen, olabildiğince yaşlı ve tarafsız bilirkişiler ile varsa taraf tanıkları ile öncekiler dışında seçilecek olan bir fen bilirkişisi eşliğinde keşif yapılarak (A2) ile gösterilen bölüm üzerinde ihdas tarihinden önce davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, bu yerin kadim mezarık niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalıdır. Davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu, ancak, halen mezarlık durumunda olduğu anlaşılırsa tescil kararı değil, ancak, tesbit kararı verilebileceği düşünülmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin ve Köy Tüzel Kişiliğinin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 10/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.