20. Hukuk Dairesi 2013/4190 E. , 2013/9058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1959 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında ... Köyü 743 parsel sayılı 5680 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Tapu kaydının beyanlar hanesinde "orman sınırları içinde kaldığı" yolunda şerh bulunmaktadır. Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, Şükriye mirasçılarına karşı yöneltmiş olduğu davada taşınmazın tapusunun iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalılardan ..."in davalı mirasçısı olmadığı anlaşıldığından bu kişiye karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine; diğer davalılara karşı açılan davanın kabulüyle çekişmeli taşınmaza ait tapunun iptaline, orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1985 yılında orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları yapılmış; sonuçları 01/07/1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritası ve tutanaklarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden kanun değişikliğinden kaynaklanan bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün yargılama giderlerine ilişkin “445,00.-TL karar ve ilâm harcının peşin harçtan mahsubu ile bakiye 334,10.-TL karar ve ilâm harcının davalı ... dışındaki diğer davalılardan alınmasına, Davacı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri ve Danıştay Dava Daireleri Kurulunun 30.6.2011 tarih 2011/321 sayılı kararı uyarınca 900.-TL vekâlet ücretinin ve davacının iş dava nedeniyle yapmış olduğu davalı 802.-TL yargılama giderinin davalı ... dışındaki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine, “ şeklindeki bölümü kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Kanun ile getirilen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 10/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.