22. Hukuk Dairesi 2016/28589 E. , 2016/27959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazladan ödenen ücretin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı ...’ın müvekkili sendikanın ... Şubesinde Kasım/2001 - Nisan 2007 tarihleri arasında toplam 5 yıl 6 ay temizlikçi ve çaycı olarak çalıştığını, müvekkili sendikanın davalıyı asgari ücretten çalıştırdığını, davalının iş sözleşmesinin sona ermesi ile davalıya ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesine karar verildiğini, davalıya 5 yıl 6 ay hizmeti için yaklaşık 7.000,00 TL ödenmesi gerekirken ihbar ve kıdem tazminatı olarak 35.000,00 TL’nin hatalı olarak ödendiğini, davalıya fazladan 28.000,00 TL ödeme yapıldığını, bugüne kadar fazladan alınan miktarın müvekkili sendikaya iade edilmediğini beyan ederek davacıya fazladan ödenen 28.000,00 TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin işyerinde çalıştığı sürede kendisine kadro verileceği belirtilerek oyalandığını, ancak kadro verilmediğini, müvekkilinin çalıştığı süre içindeki tüm ücret ve sosyal haklarının kadrolu işçi ... emsalinde olması gerektiğini, müvekkili ile diğer kadrolu işçi arasında ücret ve sosyal haklar yönünden ayrım yapılmasının ILO Sözleşmeleri ve İş Hukukundaki eşit işe eşit ücret prensibi ile Anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, ibranamenin bütün bu yıllar içinde ödenmeyen mali hakların ve izin haklarının karşılığı olarak imzalandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı sendikanın alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davacı sendika davalıya kıdem ve ihbar tazminatı olarak ödenmesi gereken miktardan hatalı olarak fazladan 28.000,00 TL ödendiğini belirterek 3.000,00 TL lik kısmı için dava açmış ve 13.06.2011 tarihinde de alacak miktarını ıslah etmiştir. Davalı taraf süresinde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunmuştur.
Uyuşmazlık konusu alacağa ilişkin olarak dava tarihi itibariye yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 62. maddesi "Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zan ederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Müruru zamana uğramış olan bir borcu eda yahut ahlaki bir vazifeyi ifa için verilen şey, geri alınamaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun müruru zaman başlıklı 66. maddesinin ise "Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur. Eğer mal iktisabı mutazarrır olan taraf aleyhinde bir borç teşkilinden ibaret ise, mutazarrırın hakkımüruru zaman ile sakıt olmuşolsa bile, bu borcu ifa etmez." şeklinde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı taraf dava tarihinde davalıya fazladan ödediği miktarı belirtmiş, ancak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bir kısmı için dava açmıştır. Buradan davacı sendikanın fazladan ödediği miktarın tamamından haberinin olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu duruma göre davalı tarafın süresinde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunduğu, buna göre mülga 818 sayılı Kanun"un 66. maddesindeki zamanaşımı süresi dikkate alındığında davacı sendikanın dava ettiği tutar dışındaki ıslah ile artırılan miktarın zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Bu gerekçe ile davacı sendikanın dava dilekçesinde talep ettiği tutarın zamanaşımına uğramadığının kabulü ile bu miktarın hüküm altına alınması gerekli iken yazılı şekilde zamanaşımı dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.