20. Hukuk Dairesi 2013/8318 E. , 2013/9045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Mahallesi 117 ada 7, 134 ada 21 ve 23 parsel sayılı sırasıyla 326.20 m², 915 m² ve 481.75 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle öncesinde dava dışı 112 ada 15, 16, 114 ada 10, 11, 117 ada 3 ilâ 8, 134 ada 21, 22, 23 ve 64 sayılı parseller ile bir bütün olarak, Mayıs 1289 tarih 156 ve 217 sıra numaralı tapu kaydı ve tedavüllerinin kapsamında kaldıklarından söz edilerek davalılar adına tesbit edilmişlerdir. Orman Yönetimi, asıl ve birleşen davasıyla, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli ... Beldesi, ... Mahallesi 134 ada 21 ve 23 sayılı parsellerin kadastro tesbitlerinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına; 117 ada 7 sayılı parselin ise tesbit gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmekle asıl dosyada Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2006/2144-5415 sayılı ve birleşen dosyada 20/04/2006 gün ve 2006/2143-5416 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararlarında özetle; “Karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli 134 ada 21 ve 23 sayılı parsellerin orman sayılan yerlerden oldukları bildirilmiş, rapora eklenen memleket haritasında çekişmeli taşınmazlar beyaz renkli orman olarak nitelendirilmeyen alanda işaretlenmiş, taşınmazların kesinleşmeyen orman kadastrosundaki orman sınır hattına irtibatlı krokisi düzenlenmemiş, mahkemece, bu çelişki ve yetersizlik üzerinde durulmamıştır. Bu haliyle, eski tarihli haritaların yöntemince uygulayıp uygulanmadığı yönünde tereddüt yaratan bilirkişi raporu hükme dayanak yapılamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları kanunda gösterilmiştir.
Devletleştirilen ve iadeye tabi olmayan ormanlara ait tapu kayıtları hukukî değerlerini yitireceği, 6831 sayılı Kanunun 3373 sayılı Kanun ile değişik 1/F maddesi, öncesi orman olmayan taşınmazlar bakımından söz konusu olabileceği gibi, iki dönüm yüzölçümündeki tapu kaydının miktarı ve sınırları itibariyle çekişmeli taşınmazı kapsadığı söylenemez.
O halde, mahkemece, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yeri gösterir en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda serbest uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu
saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, çevresi, bitki örtüsü, taşınmazlar üzerindeki ağaçların sayısı, dağılımı, kapalılık, hakim ağaç türü incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki ve bilimsel verileri içeren rapor düzenlettirilmeli, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulmasının usûl ve kanuna aykırı olduğu” gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararlarına uyularak 134 ada 21 parsel hakkında açılan dava asıl dosya ile birleştirildikten sonra davanın reddine ve dava konusu ...Mahallesi 117 ada 7, 134 ada 21 ve 23 nolu parsellerin tesbit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, 134 ada 21 ve 23 sayılı parsellerin tarım arazisi niteliğinde bulundukları, 117 ada 7 nolu taşınmazın öncesinin orman sayılmayan yerlerden ise de, sahaya sonradan geldiği tesbit edilen 20-30 yaşlarında kızılağaçlarla kaplandığı, çevresinde 117 ada 5 nolu gerçek kişi adına fındıklık olarak tesbit ve tescil edilen parsel ile tarla niteliğiyle hükmen gerçek kişi adına tesbit ve tescil edilen 117 ada 8 sayılı parsel olduğu, batısında yol bulunduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 10.10.2013 günü oy birliği ile karar verildi.