11. Ceza Dairesi 2020/1890 E. , 2020/5148 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Dairemizin 10.01.2019 tarih 2017/14404 Esas ve 2019/291 Karar sayılı bozma kararı sonrası yapılan yargılamada, sanığın savunmasının alınmasına yönelik çıkartılan tebligatın ve bu tebligatın iade olması üzerine yazılan talimat müzekkeresine sanığın duruşmada bildirdiği son adresi yerine farklı adreslerin yazıldığı, talimat mahkemesince sanık adına çıkartılan duruşma tarihi ve saatini bildirir davetiyenin sanığın adreste tanınmaması nedeniyle iade edildiği, sanık müdafinin 17.12.2019 tarihli dilekçe ile sanığın ikamet ettiği adresi bildirmesine rağmen sanığa bu adresten bozma ilamı da eklenip “dosyanın yeniden ele alındığı ve duruşmaya gelmediği yokluğunda karar verileceği” uyarısı yazılarak usulüne uygun olarak tebligat yapılması ve sanık geldiğinde diyeceklerinin sorulması gerektiği gözetilmeden, bozma kararına uyulmasına karar verildiği hâlde, duruşma tarihi ve saati usulüne uygun şekilde kendisine bildirilmeyen sanığın yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanığın savunmalarında mağduru tanımadığını, 2003-2008 yılları arasında Bursa"da ... isimli tekstil tasarım firmasıyla ticari ilişkilerinin olduğunu, çok miktarda çek alışverişinin olduğunu, müşterilerden aldığı çekleri de verdiğini, herhangi bir sahtecilik yapmadığını, çekleri genelde cirolu verdiğini, dava konusu çeki görmediği için cirosunun olup olmadığını bilmediğini belirtmesi, dosya arasında bulunan sanığa ait fotoğrafların katılana gösterilmemesi ve sanıkla katılanın yüzleştirilmemesi, yargılama sırasında sanığa gösterilmeyen suça konu senetler üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 21.02.2011 tarihli ekspertiz raporunda suça konu senetlerin ön ve arka yüzlerinde bulunan imza ve yazıların sanığın eli mahsulü olmadığının tespit edilmesi, senetlerde adı yazılı olan ... ile ilk ciranta ...’un hiç araştırılmamış olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; ... ile ...’un açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılması ile tanık olarak çağrılmaları, suça konu senetlerin sanığa gösterilmesi, mağdurdan sanıkla yaptığı alışverişe ilişkin belge, tanık ve diğer delillerinin bulunup bulunmadığının sorulması ile sanıkla mağdurun yüzleştirilmelerinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucu sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi,
3-Kabule göre de;
a)Dairemizin 10.01.2019 tarih 2017/14404 Esas ve 2019/291 Karar sayılı bozma kararından önceki hükümde sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nin 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesi ve bu hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi karşısında, bozmadan sonra kurulan temyize konu hükümde bu konuda karar verilmeyerek kazanılmış hakkın gözetilmemesi sureti ile CMUK"nin 326/son madde ve fıkrasına aykırı davranılması,
b)Adli emanetin 2008/5406 sırasında kayıtlı bulunan suça konu belgelerin akıbeti hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
c)Sanığın gözaltında geçirdiği sürenin TCK"nin 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna karar verilmemesi,
d)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin ve Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.