8. Hukuk Dairesi 2018/16047 E. , 2019/4231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... Tatar vekili, tarafların düğünde takılan takıları nakde çevirerek bankada ortak hesaba yatırdıklarını, davalının boşanma davasından kısa bir süre önce tüm parayı çektiğini açıklayarak, ortak hesapta bulunan ancak davalı tarafından çekilen 23.000 TL"nin davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, altınlara ilişkin davanın reddine, banka hesabında bulunan paranın tahsiline ilişkin davada görevli mahkemelerin genel mahkemeler olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine dair ilk kararı, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairenin 22.06.2016 tarihli ve 2015/3580 Esas, 2016/11033 Karar sayılı kararı ile "1) 6100 sayılı HMK"nin 26.maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı tarafça altınlara ilişkin herhangi bir talep olmadığı halde mahkemece davacı aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru değildir. 2) Davacı talebinde düğünde takılan altınların bozdurulmasıyla elde edilen paraların davalı eşi ile birlikte müşterek banka hesabına yatırıldığını, boşanma davasından kısa bir süre önce davalı tarafça paranın çekildiğini ileri sürerek davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. İddianın ileri sürülüş şekline göre; dava, 4721 sayılı TMK"nin 223. ve 226. maddelerine dayanılarak açılmış davalı eşte bulunan paranın geri istenmesine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun"un 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku"ndan (TMK mad.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlamıştır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Dava görevli Aile Mahkemesinde açıldığı halde, uyuşmazlığın hatalı nitelendirilmesi sonucunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir." gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının alacak talebinin kabulü ile 23.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, kesinleşen boşanma davasındaki tespitlere göre erkeğin kadına fiziki şiddet uygulayarak evden kovduğu sabit olmakla, dosya davalısının davacı kadının ziynetlerini götürdüğü savunmasını ispat edemediğinden itibar edilmemiş olup, kuyumcu bilirkişi tarafından ziynetlerin banka hesabının açıldığı tarih ve paranın çekildiği tarih itibariyle belirlediği değerin bankadaki miktarla uyum göstermesi, toplanan deliller ile de davacıya ait altınların bozdurularak bankaya yatırıldığı, paranın tamamının davalı tarafından çekildiği ve davacıya iade edilmediği anlaşılmakla, davacının alacak talebinin kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, dosya arasındaki Vakıfbank Dikmen Şubesinin cevabi yazısı ve ekindeki ekstreden, anılan hesabın 11.03.2009 tarihinde 14.500 TL miktarla açıldığı, hesabın vadeli hesap olduğu ve hesaptaki miktara faiz işlediği, 15.11.2010 tarihinde hesaba 4.000 TL yatırıldığı, faiz işlemeye devam ettiği ve 06.08.2012 tarihinde davalı tarafından hesaptan 23.395 TL çekildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları, alınan bilirkişi raporları ve toplanan delillere göre, banka hesabının ilk açıldığı tarih itibariyle mevcut olan 14.500 TL"nin düğünde takılan ziynetlerin bozdurulmasından elde edilen para olduğu ve bu nedenle davacının kişisel malı niteliğinde bulunduğu, 23.395 TL"den davacının kişisel malı niteliğindeki 14.500 TL"nin düşülmesinden sonra kalan bakiyenin ise TMK"nin 219/4 ve 222. maddesi gereği aksi taraflarca iddia ve ispat edilemediğinden evlilik birliği içinde edinilmiş, davalının edinilmiş, malı niteliğinde bulunduğu ve bu miktarın yarısı üzerinde de davacının katılma alacağı hakkı bulunduğu, dolayısıyla davacının toplam alacağının, düğünde takılan ziynetlerin bozdurulmasından elde edilen miktar ile bu miktarın hesaptan çekilen paradan düşülmesinden sonra kalan miktarın yarısının toplamından ibaret olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek bankadaki paranın tamamının ziynetlerin bozdurulmasından elde edilen para olarak kabul edilerek, davalı aleyhine olacak şekilde fazla alacağa hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.