12. Hukuk Dairesi 2015/32124 E. , 2016/7463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır..." hükmüne, aynı Kanun"un 21/1. maddesinde ise; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesinde; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkartılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; borçluya ödeme emrinin Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak bilgisine başvurulan komşunun, muhatabın nereye gittiğini bilmediğini beyan ettiği, dolayısıyla söz konusu tebligatta, borçlunun adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği belirlenmemiş olup, tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun"un 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür (HGK.nun 12.03.2014 tarih ve 2013/12-644 E, 284 K. sayılı kararı).
O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.