Esas No: 2020/1368
Karar No: 2021/361
Karar Tarihi: 25.02.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1368 Esas 2021/361 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1368
Karar No : 2021/361
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI): … Sendikası
VEKİLİ: Av. …
2- (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ..
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2018/4575, K:2019/8315 sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 31/01/2015 tarih ve 29253 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Fazla çalışma" başlıklı 39. maddesinde yer alan "300 gösterge" ibaresinin ve "Üretimi Teşvik Primi Dağıtım Esasları" başlıklı 42. maddesinin (ğ) bendinde yer alan "her türlü izin" ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2018/4575, K:2019/8315 sayılı kararıyla;
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Uygulama Yönetmeliği'nin 39. maddesinde yer alan "300 gösterge" ibaresi yönünden;
Normlar hiyerarşisinin, her türlü normun hiyerarşik olarak bir sıra dahilinde sıralanması ve birbirine bağlı olması anlamına geldiği; bunun doğal sonucu olarak, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan bir normun, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler içeremeyeceği; bir başka deyişle alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı,
Bazı durumlarda, üst norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerde bir olayın veya konunun genel çerçevesi çizilerek bu konunun ayrıntısının alt normlarla düzenlenmesinin öngörülebileceği; bu gibi hâllerde, üst normda belirtilen hususların düzenlenmesi hakkında düzenleme yapmaya yetkili idarenin takdir yetkisini üst normda çizilen sınırlar aşılarak kullanıp kullanmadığının hukuki denetiminin yapılacağı,
Hukuki denetim yapılırken de, üst normun metnine bağlı kalınmaksızın amacının da yorumlanması ve buna göre bir hakkın kısıtlanıp kısıtlanmadığının tespiti suretiyle sonuca ulaşılması gerektiği,
Mesai saatleri dışında yapılacak çalışmalar için ödenecek fazla çalışma ücreti bakımından, 5996 sayılı Kanun'un 35. maddesinin 5. fıkrasında, normal mesai saatleri üzerine yapılacak çalışmalar ile resmi tatil günleri arasında bir ayrıma gidilmeksizin yapılacak fazla çalışmalar karşılığında 400 gösterge rakamı üzerinden ücret ödenmesine yönelik bir düzenleme söz konusu iken, dava konusu Yönetmelik maddesinde yer alan düzenleme ile normal mesai saatleri üzerine yapılacak çalışmalar bakımından bir ayrıma gidilerek "300 gösterge" rakamı üzerinden ücret ödeneceğinin belirtildiği anlaşıldığından, normlar hiyerarşisi bakımından daha alt konumda bulunan Yönetmelik maddesiyle, anılan Yönetmelik'in dayanağını oluşturan Kanun maddesinde yer verilen düzenlemeyi aşar nitelikte ve Kanun hükmünde yer alan bir düzenlemenin daraltılarak daha düşük bir gösterge rakamı öngörülmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı,
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Uygulama Yönetmeliği'nin 42. maddesinin (ğ) bendinde yer alan "her türlü izin" ibaresi yönünden;
969 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Merkez ve Taşra Kuruluşlarına Döner Sermaye Verilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca döner sermaye katkı payından üretimi teşvik primi adı altında ödeme yapılabilmesi için personelin, döner sermaye gelirinin elde edildiği birimlerde fiilen görev alması ve gelirin toplanmasına katkısının bulunması gerektiği,
Bu durumda, personelin izinli olduğu dönemde döner sermaye gelirlerine katkıda bulunamayacağı açık olduğundan, bu dönemde üretimi teşvik priminden yararlandırılmaması yönünde düzenleme getiren dava konusu Yönetmelik maddesinde üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
31/01/2015 tarih ve 29253 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Fazla çalışma" başlıklı 39. maddesinde yer alan "300 gösterge" ibaresinin iptaline; anılan Yönetmeliğin 42. maddesinin (ğ) bendinde yer alan "her türlü izin" ibaresi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, iptali talep edilen "her türlü izin" ifadesinin, özel düzenleme ve kanunlarla verilmiş hak ve yetkilerinin söz konusu Yönetmelik ile sınırlandırılması anlamı taşıdığı; kanunen, kamu personeline tanınmış, mazeret, yıllık izin ve idari izinler bakımından da keyfiyete sebep olacak bir düzenleme olduğu belirtilerek temyize konu kararın davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, temyize konu kararın iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın iptale ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalı idarenin temyiz istemlerinin reddine,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen dava konusu işlemin iptaline, kısmen davanın reddine ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 06/11/2019 tarih ve E:2018/4575, K:2019/8315 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 25/02/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun "Resmî kontrollerin, veteriner ve bitki sağlığı hizmetlerinin finansmanı ve harcamalar" başlıklı 35. maddesinin 5. fıkrasında "Bu Kanun kapsamında Bakanlık tarafından gümrüklerde kontrolü zorunlu olan canlı hayvan ve ürünler ile yurt içi hayvan sevklerinde yapılan kontrollerin mesai saatleri dışında veya resmi tatillerde yapılması halinde, bu kontrolleri gerçekleştiren personele, ayda 6000 gösterge rakamını geçmemek üzere görev yaptıkları her gün için 400 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, döner sermaye bütçesinden fazla çalışma ücreti ödenir." aynı maddenin 6. fıkrasında da " Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir. " hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 5996 sayılı Kanun'un 35. maddesinin 5. fıkrası incelendiğinde, mesai saatleri dışında veya resmi tatillerde kontrolleri gerçekleştiren personele, mesai saatleri dışı veya resmi tatil ayrımı yapılmadan, döner sermaye bütçesinden ayda 6000 gösterge rakamını geçmemek üzere görev yaptıkları her gün için 400 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak tutarda fazla çalışma ücreti ödenmesinin öngörüldüğü; bu yasal düzenlemeyle, fazlaya çalışma ücretine ilişkin bir çerçeve belirlendiği; anılan düzenlemedeki, "400 gösterge rakamının" asgari sınır olduğu; konuya ilişkin ayrıntıların, usul ve esasların belirlenmesinin ise Maliye Bakanlığının görüşü alınarak hazırlanacak yönetmeliğe bırakıldığı anlaşılmıştır.
İdarelerin, kanunla belirlenen konularda, yasa ile verilen yetkinin sınırları içerisinde kalmak koşuluyla yönetmelikle düzenleme yapabileceği konusunda tartışma bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davalı idare tarafından, kendine yasal olarak tanınan sınırlar içerisinde, takdir yetkisine dayanarak "mesai günlerinde normal çalışma süresinin bitiminden sonra gerçekleştiren fazla çalışma" ile "resmi tatillerde gerçekleştiren fazla çalışma" ayrımına gidilmesinde ve yasal dayanakta belirlenen asgari sınır olan "400 gösterge" rakamı baz alınarak, mesai saatleri dışında yapılacak çalışmalar karşılığı için ödenecek fazla çalışma ücreti için "300 gösterge" rakamının; resmi tatillerde gerçekleştirilecek fazla çalışma için "400 gösterge" rakamının belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 128. maddesinde, genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği kuralına yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinde, kamu hizmetlerinin, memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği öngörülmüş olup maddede geçen "diğer kamu görevlileri" ibaresinin, memurlar ve işçiler dışında kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde idareye Kamu Hukuku ilişkisiyle bağlı olarak çalışan sözleşmeli personeli kapsadığı; bu kapsamdaki kamu görevlilerinin, hak ve yükümlülükleri açısından, bu konudaki düzenleyici işlemlerin, bunlarda hüküm bulunmaması halinde ise 657 sayılı Kanun'da yer alan hükümlerin dikkate alınacağı tabii olup, anılan Kanun'un, 6111 sayılı Kanun ile değişik, "Hastalık ve refakat izni" başlıklı 105. maddesinde, memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine, kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde on sekiz aya kadar, diğer hastalık hâllerinde ise on iki aya kadar izin verileceği…izin süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izninin, belirtilen süreler kadar uzatılacağı…görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya veya saldırıya uğrayan veya bir meslek hastalığına tutulan memurun, iyileşinceye kadar izinli sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik'te "her türlü izin" ifadesine yer verilerek, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun hastalık izinlerini düzenleyen 105. maddesinde yer alan, hastalıklar sırasında çalışanların özlük haklarının korunacağı yolundaki emredici kural dikkate alındığında, anılan düzenlemeden farklı bir düzenleme yapılmasında normlar hiyerarşisine ve hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Daire kararının, davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.