
Esas No: 2018/3339
Karar No: 2021/4339
Karar Tarihi: 25.05.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/3339 Esas 2021/4339 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 25.05.2021 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı açıklanarak, dava konusu taşınmaza ait hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulması, bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden keşif yapılması, bu keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı, imar-ihyanın tamamlanmasından sonra dava tarihine kadar 20 yıla ulaşan malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu hususta mahalli bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı beyan alınması, taşınmazın toprak yapısı incelenerek dere yatağı olup olmadığının irdelenmesi, taşkın alanı olarak belirtilen yerin daimi olarak derenin etkisinde mi yoksa derenin suyunun çoğaldığı zaman arızi olarak derenin taştığı bir yer mi olduğunun saptanması, taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu ancak davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı belirlendiği taktirde Hazine’nin tescil talebi hakkında da olumlu olumsuz bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın ve davalı Hazine’nin tescil isteğinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı Hazine, yargılama sırasında 14.11.2012 ve 14.02.2013 tarihli celselerde dava konusu taşınmaz bölümünün 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiş olup, Hazine harçtan muaf olduğundan, bu talebi davaya müdahale niteliğindedir. Bu durumda, Mahkemece davacı tarafın davası reddedildiğine göre, davalı Hazine’nin bu talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir hüküm verilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bu husus hükmüne uyulan bozma ilamında da belirtilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı Hazine’nin tescil isteği yönünden usulüne uygun açılmış bir davası bulunmadığı şeklindeki gerekçesiyle, tescil talebi yönünden olumlu yada olumsuz hüküm kurulmaması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.