19. Hukuk Dairesi 2018/4120 E. , 2020/743 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının davacıya olan borcunu ödemediğini, başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıya borcu bulunmadığını aksine alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki defter uyumsuzluğunun davacı defterinde bulunmayan, davalı defterinde mevcut olan davalının davacıya keşide ettiği 18.07.2013 tarih, 264.816,19 TL’lik faturadan kaynaklandığı, davalı defterinin HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca lehine delil teşkil ettiğinden davalının anılı faturası tutarında davacıdan alacaklı olduğundan talebi gibi mahsup edildiğinde davacının davalıdan alacağı kalmadığı, davalının bakiye alacağı olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine, davalının alacaklı olduğunu bilerek kötüniyetli takip yaptığından asıl alacak tutarı olan 238.743,00 TL’nin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/400 esas ve 2015/16681 karar sayılı ve 10.12.2015 tarihli kararı ile; "Dava, ticari satış nedeniyle davacı alacağının tahsili için girişilen takibe itirazın iptali davasıdır. Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Fatura düzenlenmesi tek başına mal teslimini kanıtlamaz. Ayrıca tek taraflı olarak düzenlenen faturanın faturayı düzenleyenin kendi defterlerine kayıt edilmiş olması da alacağının varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın faturaya itirazında, dayanağı temel ilişkinin ve fatura içeriği malın karşı tarafa tesliminin kanıtlanması gerekir.
Somut olayda her iki tarafın tacir olması nedeniyle tutmakla yükümlü oldukları defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen raporda, davacının düzenlediği tüm faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu, taraf defterleri arasındaki uyumsuzluğun, davalının davacı adına düzenlediği davacı defterinde kaydı olmayan, davalının defterlerinde mevcut olan 18.07.2013 tarih, A-235332 nolu, 264.816,19 TL tutarlı fatura yönünden olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan hususlar göz önünde tutularak davalının düzenlediği fatura içeriği malı davacıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlama yükümü olduğu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle karar verilmiş olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir."gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil teşkil edecek ticari defterlerine göre 18.07.2013 tarihli ve A-235332 nolu fatura tutarı olan 264.816,19 TL davacıdan alacaklı olduğu, davalının ticari defterleri, tanık beyanları, yapılan keşif ve keşif sonucunda alınan bilirkişi raporu ve Ziraat Bankası’nda bulunan kredi kayıtları kapsamında alacağını ispatladığını, davalının davacıya fatura konusu malları teslim ettiği, bu konuda Ziraat Bankası kayıtlarında yer alan 02.10.2012 tarihli teslim tutanağının bulunduğu, davalının işin tesliminden sonra onarım ve bakım hizmeti verdiğinin de ispatlandığı, davalının 264.816,19 TL alacağı icra takibine konu alacaktan mahsup edildiğinde davacının davalıdan alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Dairemizin 2015/400 esas ve 2015/16681 karar sayılı ve 10.12.2015 tarihli bozma kararında “... taraf defterleri arasındaki uyumsuzluğun, davalının davacı adına düzenlediği davacı defterinde kaydı olmayan, davalının defterlerinde mevcut olan 18.07.2013 tarih, ... nolu, 264.816,19 TL tutarlı fatura yönünden olduğu belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan hususlar göz önünde tutularak davalının düzenlediği fatura içeriği malı davacıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlama yükümlülüğü olduğu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken,..” denilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, davalı tarafından söz konusu fatura içeriğinin davacıya teslim edildiği irsaliye ve benzeri yazılı delille ispat edilememiş, taraflar arası ilişkinin mahiyeti gereği, fatura içeriği malların davacının arazisine uygulandığı ve işçilik verildiği konusunda mahallinde keşif yapılmış ise de davalının bu savunmasının ispatlanamadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece karar gerekçesinde sözü edilen faturanın ... Bankası kayıtlarında yer alan 02.10.2012 tarihli teslim tutanağında yer aldığı belirtilmişse de bu tutanağın tarih ve içerik itibariyle söz konusu faturayı kapsamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı tarafından usulüne uygun ispatlanamadığı halde, bozma kararındaki fatura konusu içeriğin davalı tarafından davacıya teslim edildiğinin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de davacının açtığı itirazın iptali davasını ispatlayamamış olması nedeniyle davanın reddedilmesi davacının takipte kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği halde davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.