Esas No: 2019/8019
Karar No: 2020/3617
Karar Tarihi: 01.07.2020
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/8019 Esas 2020/3617 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık... hakkındaki Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli, 2015/1410 esas ve 2016/452 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 16/12/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli... hakkında 24/06/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 05/10/2015 tarihli, 2015/8186 soruşturma, 2015/209 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca, beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 16/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, kararın tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden 05/10/2015 tarihinde infazı için Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 06/10/2015 tarihli ve 2015/1693 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, 14/10/2015 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 02/11/2015 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 13/11/2015 tarihinde Uşak Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 17/11/2015 tarihli, 2015/8186 soruşturma , 2015/4287 esas ve 2015/3923 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Kanun yararına bozma istemine konu Uşak 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 25/04/2016 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
5- Denetim süresi içerisinde 02/06/2017 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle Simav Asliye Ceza Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli, 2017/336 esas ve 2018/340 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179/2 ve 62.maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine , Uşak 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2018 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı ek kararı ile de, 1 yıl 8 ay hapis cezasının aynen infazına karar verildiği,
anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 05/10/2015 tarihli ve 2015/8186 soruşturma, 2015/209 sayılı kararını müteakip, şüphelinin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne kanuni süre içerisinde başvurmayarak denetim yükümlülüklerini ihlal ettiğinden bahisle Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17/11/2015 tarihli ve 2015/8186 soruşturma, 2015/4287 esas, 2015/3923 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51. maddesi uyarınca verilen hapis cezasının ertelenmesine dair Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde; “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. ... (3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar etmiş olduğunun kabulünün gerekeceği,
Somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanması amacıyla Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 10 gün içerisinde müracaat etmesi gerektiğini bildiren ihtarlı tebligatın sanığa 14/10/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesini müteakip, sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmaması üzerine, yükümlüye ait dosya Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilmiş ise de, ısrar koşulunun gerçekleşmediği gözetilmeksizin, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada; şüpheli hakkında, 24/06/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca 05/10/2015 tarihli ve 2015/8186 soruşturma, 2015/209 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açıldığı, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı kararının sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda; Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının, şüpheliye tebliğ edilmeden ve kesinleşmesi beklenmeden infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edilmesinin hukukî sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından mahkemece kamu davasında durma kararı verilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazının sonucunun beklenmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gibi ,
2- 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce öncelikle bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, sanığın mernis adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince çıkarılan tebligatın geçerli sayılamayacağı ve sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından sözedilemeyeceği, mahkumiyet kararının bu nedenle de kanuna aykırı olduğu,
Kabule göre de;
3- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında;
Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında, somut olayda; sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde başvurmasına ilişkin Uşak Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 06/10/2015 tarihli ve 2015/1693 DS sayılı çağrı yazısı 14/10/2015 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre şüpheliye tebliğ edilmiş, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca dosyanın kapatılmasına karar verilerek sanık hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş ise de; müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davası hakkında durma kararı verilerek, hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; mahkemece kamu davasında durma kararı verilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın infazının sonucunun beklenmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Uşak 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/03/2016 tarihli ve 2015/1410 esas, 2016/452 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
01/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.