19. Hukuk Dairesi 2018/967 E. , 2019/5543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen davanın reddine yönelik 2014/662 esas, 2017/40 karar sayılı ve 20.01.2017 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı ... Uluslararası Nakliye Gıda Tarım Hayvancılık Plastik Sanayii ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle kredi kullandırıldığını ve davalının kredi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine 31.12.2013 tarihi itibariyle hesap kat edilerek Denizli 2. Noterliği"nin 07/01/2014 tarih ve 464 yevmiye nolu ihtarnemenin davalıya tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, Denizli 7. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1813 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yeni kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığını, şirket ortaklığından ayrıldığına dair işlemlerin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını savunarak davanın reddine, davacı aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı banka ile dava dışı ... Ltd. Şti arasında 04/06/2008 tarih ve 300.000,00 TL limitli GKS düzenlendiği, bu sözleşmeyi davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu kredi ile ilişkili herhangi bir borç olmadığı, daha sonra davalı şirketle 400.000,00 TL limitli ve 13/09/2012 tarihli GKS düzenlendiği, bu sözleşmeden davalının imzasının bulunmadığı, takibe konu alacağın 13.09.2012 tarihli sözleşmeye dayanarak kullandırılan kredi borcundan kaynaklandığı, davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince duruşma açılarak ve alınan 08.22.2018 havale tarihli ek bilirkişi raporu uyarınca, davacı banka ile dava dışı ADL ... Ltd. Şti. arasında 04/06/2008 tarihli ve 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu kredi sözleşmesine davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, daha sonra davacı banka ile dava dışı ADL ... Ltd. Şti. arasında sözleşme ilişkisi yeniden düzenlenerek 13/09/2012 tarihli ve 400.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu kredi sözleşmesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunmadığı, davacı taraf davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı 04/06/2008 tarihli sözleşmenin süresiz olduğu, davacı banka ile dava dışı borçlunun cari hesap şeklinde işleyen bir borç ilişkisi olduğu, davalının kefil sıfatı ile imzalamış olduğu 04/06/2008 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredilerden hesap kat tarihi olan 31/12/2013 tarihi itibariyle mevcut kredi borcunun bulunmadığı, takip konusu edilen kredilerin davalının kefalet imzası bulunmayan 13/09/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
HMK’nın 353. maddesinin birinci fıkrasının b bendinin 3 nolu alt bendi, “Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir,” düzenlemesini, HMK’nın 356. maddesi ise, “353’üncü maddede belirtilen haller dışında inceleme, duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma günü taraflara tebliğ edilir.” düzenlemesini içermektedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından, ilk derece mahkemesinin tahkikatında eksiklik saptanmış ve bunun üzerine duruşma açılarak yeni tahkikat işlemleri yapılmıştır. Bu şekilde duruşma açılıp yeni tahkikat işlemleri yapılması sebebiyle istinaf mahkemesinin yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca davanın esası hakkında yeniden bir hüküm kurması gerekmektedir. Ancak eldeki temyize konu istinaf kararında bu yönde bir hüküm kurulmamış davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile yetinilmiştir. Bu husus usul ve yasaya aykırı olduğundan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/532 esas ve 2017/ 1409 karar sayılı ve 12.12.2017 tarihli kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...G. T.G