5. Ceza Dairesi 2015/12509 E. , 2019/7941 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : a) Sanık ... hakkında rüşvet alma (üç kez) b) Diğer sanıklar hakkında rüşvet verme
HÜKÜM : Sanık ..."in eyleminin zincirleme şekilde rüşvet alma suçunu oluşturduğunun kabulüyle mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında rüşvet verme suçlarından mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... müdafin süresinden sonra vaki ve sonuç ceza miktarı itibarıyla da koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar ... ve ... haklarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesiyle ilgili iptal Kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle kurulan mahkumiyet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafilerin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık Sezai"nin sınır ticaretinde kullandığı aracın evraklarına, 05/09/2006 tarihinde yaptığı yol kontrolü sırasında ..."ın el koyarak ..."e teslim ettiği, karakola gelen Sezai"nin 300 TL vererek evrakları geri aldığı, bozma sonrası tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan ...’in aradan uzunca bir süre geçmesi nedeniyle evraklara niçin el koyduğunu hatırlamadığını beyan ettiği nazara alındığında, lehe değerlendirmeyle sanığın bu eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 257/3. maddesinde yer alan suçu oluşturduğu gözetilmeden, vasıfta hataya düşülerek rüşvet alma suçunu oluşturduğunun kabulüyle diğer eylemleri ile birlikte zincirleme suç hükümlerine dahil edilmesi, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi ve 43. maddeye ilişkin uygulamanın da alt sınırdan yapılmış olması karşısında sonuca etkili görülmemiş, 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesiyle ilgili iptal Kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş, TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle atılı suçu işleyen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi yerine sadece "kamu görevinden yasaklanmasına" şeklinde sınırlı uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği halde, infazda tereddüt oluşturacak biçimde hükmolunan cezanın yarısına kadar bir süre ile bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi,
Adli emanette muhafaza edilen rüşvet teklifine konu paranın, suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaat niteliğinde olması nedeniyle TCK"nın 55/1 yerine 54. maddesine göre müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki hüküm fıkrasının hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin bendindeki "hükmolunan ceza miktarı olan 4 yıl 2 ay sürenin yarısı kadar bir" ibaresinin "2 yıl 1 ay" şeklinde ve rüşvet suçuna konu paranın müsaderesi ile ilgili uygulama maddesindeki "TCK. 54" ibaresinin ise "TCK"nın 55/1." olarak değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık Sezai Uyanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın sınır ticaretinde kullandığı aracın evraklarına, 05/09/2006 tarihinde yaptığı yol kontrolü sırasında ..."ın el koyarak sanık ...’ya teslim ettiği, karakola gelen sanığın 300 TL vererek evrakları geri aldığı iddiasına ilişkin, bozma sonrası tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan ...’in aradan uzunca bir süre geçmesi nedeniyle evraklara niçin el koyduğunu hatırlamadığını beyan ettiği nazara alındığında, lehe değerlendirmeyle sanığın bu eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 257/3. maddesinde yer alan sanık ...’nın görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçuna iştirak niteliğinde olduğu, 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasa ile TCK’nın 257/3. maddesinde değişiklik yapıldığı, atılı suçun 6086 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki haliyle 5237 sayılı TCK"nın 257/3-1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 05/09/2006 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 11/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.