(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2013/9862 E. , 2013/19032 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının oto alım satım işi ile ilgilendiğini, dava dışı Bülent Tekbaşa araç satılması sebebi ile düzenlenen bonoları kefil sıfatı ile imzaladığını ayrıca aynı gün davalının talebi doğrultusunda senetlerle başlatılacak takiplerin borç kabulü yapılabilmesi için Av...."na davalı ile aralarındaki oto alım satımı nedeniyle 120,000 Tl ile sınırlı olmak üzere hakkında başlatılan icra takiplerinden gönderilen ödeme emrini tebellüğe,borç kabul etmeye,sürelerden feragat etmeye, hacze muvafakat etmeye, yetki verildiğini, bu vekalatnameye istinaden kendisi aleyhine davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, borç sebebi olarak nakden verilen borç para gösterildiğini, avukatın nakden başlatılan takip için borç kabul yetkisi olmadığını, takibin kötü niyetle hareket edilerek kesinleştirildiğini, davalının alacağın varlığını ispatla yükümlü olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline %40 dan aşağı olmamak üzere lehine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Davalı, vekaletnamenin yanlış yorumlandığını, davacının 40.000 TL ödemesi sebebi ile 80.000 TL üzerinden takip başlatıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının vekile verdiği vekaletnamede taraflar arasındaki oto alım satımı nedeniyle 120,000 TL ile sınırlı olmak üzere borcu kabul etme yetkisi verildiği, başlatılan icra takibinde takip dayanağı nakit alınan para olarak gösterildiğini, davalının nakit alacak iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacını
Kartal 4. İcra Müdürlüğünün 2008/1277 esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine davalının haksız ve kötü niyetli olduğu sonucuna varıldığından 32.000 TL davacı lehine tazminat tayinine karar verilmiş;hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davalının haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilememiştir. Hal böyle olunca davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine,2.bentte açıklanan nedenle hükmün 2. fıkrasında yer alan “ davacı lehine davalının haksız ve kötü niyetli olduğu sonucuna mahkememizce varıldığından 32.000 TL davacı lehine tazminat tayinine, bunun davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “ Koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” cümlesi yazılarak kararın düzeltilmesine, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.