MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... Köyü, 143 ada 59 parsel sayılı 7729,12 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın orman içi açıklık niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü, 143 ada 59 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine taşınmaz "1. derecede doğal sit alanı içinde kaldığından korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı" olduğu yönünde şerh verilmesine karar verilmiş, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/05/2012 gün 2012/286 E. - 7900 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyuluna bozma kararında özetle; "Mahkemece, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunması nedeniyle zilyetlikle kazanım şartlarının davalı yararına gerçekleşmediği kabul edilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahkemece bilgisine başvurulan orman bilirkişisinin raporundan, eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarında açık alanda kaldığı, düşük eğimli olup orman sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişisinin raporundan, uzun yıllar tarımsal amaçlı kullanıldığı, 8-10 yıldır ekilmediği, ancak; tarımsal arazi niteliğini kaybetmediği, çekişmeli taşınmaz ile birlikte 143 adanın bir bütün halinde yüzölçümü de dikkate alındığında, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olmadığı ve davalı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, davanın reddi yolunda hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır. "gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, 143 ada 59 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından eksik inceleme ile verilen kararın usûl ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan orman tahdidi ile 01.02.2001 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 10.10.2008 tarihinde ilân edilen 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi gereğince yapılan aplikasyon, ölçü, çizim ve hesaplamalarından kaynaklan yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi çalışması ve 17/03/2009 ve 15/04/2009 tarihlerinde ilân edilen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına
08/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.