Esas No: 2016/1759
Karar No: 2021/780
Karar Tarihi: 25.02.2021
Danıştay 10. Daire 2016/1759 Esas 2021/780 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/1759
Karar No : 2021/780
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, avukat olmayan vekili aracılığı ile katıldığı 21/08/2014 tarihli Hazine'ye ait bir taşınmazın satım ihalesinde, ihaleye katılabilmek için vekilinin yatırdığı 142.450,00 TL geçici teminat bedelinin, ihalenin kendi üzerinde kalmaması üzerine, kendisine iade edilmesi gerekirken vekiline ödenmesinden dolayı uğradığını ileri sürdüğü 142.450,00 TL maddi zararının, idareye başvuru tarihi olan 08/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; vekilin ihaleye katılabilmek için yatırdığı geçici teminat bedelini iade almak için vekaletnamede ayrıca ve açıkça ahzu kabz yetkisinin bulunması gerekmediği, kaldı ki, söz konusu paranın davacının ihaleye katılmakla yetkilendirilen vekilince idareden çekilmesi karşısında, vekil edenle vekil arasındaki vekalet ilişkisinden doğan sorumluğun gereği olarak aralarındaki tazmin yükümlülüğünün çözümü için Adli Yargı yerlerinde dava açılabileceği, bu durumda uyuşmazlık konusu olayda idarenin hizmet kusuru nedeniyle oluşmuş bir zarardan söz edilemeyeceği, dava konusu tazminat isteminin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlığın dava veya yargılama faaliyetinden kaynaklanmadığı, avukat olmayan vekil ile kurulan vekalet ilişkisine davaya vekalete ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, tahsilin yetkili kişiye yapılmasının idareye yüklenen bir görev olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmı dışındaki kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımların bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. " hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise; "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, toplam 142.450,00 TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat miktarı için hesaplandığı belirtilerek toplam 13.796,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Manevi tazminat talebiyle açılan davalarda, Tarifenin 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın tamamen reddi durumunda avukatlık ücretinin Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda ise, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacılar açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacıların dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, tamamı reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmasız işler için maktu olarak belirlenen 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "reddedilen miktar üzerinden nispi olarak hesaplanan 13.796,00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin reddedilen miktar üzerinden maktu olarak duruşmasız işler için belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin" olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin esas yönünden reddine, vekalet ücreti yönünden kabulüne,
2. Davanın reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan "reddedilen miktar üzerinden nispi olarak hesaplanan … TL vekalet ücretinin" ibaresinin "reddedilen miktar üzerinden maktu olarak duruşmasız işler için belirlenen … TL vekalet ücretinin" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/02/2021 tarihinde esas yönünden oy birliği, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.