Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10053
Karar No: 2013/13314
Karar Tarihi: 25.09.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/10053 Esas 2013/13314 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/10053 E.  ,  2013/13314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası ..."ın 03/08/2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmeden bir gün önce ... Şubesindeki hesabından 35.000,00-TL parayı davalıların çektiğini, bu şekilde zimmetlerine geçirdiklerini, bir gün sonrasında murisin öldüğünü, çekilen paranın davalı Nefise Kurnaz adına yatırıldığını, ayrıca murisin alacaklı olduğu tüccar ..."den 35.000,00-TL nin muris öldükten sonra davalıların tahsil ettiklerini ve terekeye ait olan bu parayı davalıların aldıklarını, murisin ... İlçe .... Müdürlüğünde kayıtlı 8 adet süt ineği kaydının olduğu halde bunlardan müvekkilinin hissesine düşen bedelleri ile onlardan alınan mahsul ve danalardan müvekkilinin payına düşen miktarların taraflarına ödenmesini talep ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile murisin vefatı ile terekeye dahil olması gereken para ve ineklerle bunlardan elde edilen gelirlerin müvekkilinin mirastaki hissesi oranında ve murisin vefatı tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın murisin 03/08/2009 tarihinde öldüğünü beyan etmekle ve ölmeden bir gün önce muris ....Bankası ... Şubesinden para çektiğini beyan etmekte ise de ..."ın sağlığında parayı ölmeden 35-40 gün önce çektiğini, davacının bu parayı talep etme hakkının bulunmadığını, yine murisin ... Bankası ... Şubesinde bulunan 60.000,00-TL parasının mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçıların iş bu paraları 09/04/2010 tarihinde bankadan mahkeme kararını ibraz ederek aldıklarını, davacının iş bu parayı alıp almadığını müvekkillerinin bilemediğini, murisin ölümünden sonra terekesi tespit edilemediğini, tereke tespiti için zaman aşımının dolduğunu, davacıların reddi miras yapmadıklarını, muristen kendilerine düşen parayı muhtemelen aldıklarını, ama murisin belediyeye ve resmi dairelere olan borçlarını davalıların
    ödediğini, davacının ödemediğini, davalılardan ... babası ..."ın borçlarını ödediğini, davacının muris baba ... ile ölümünden önceki 6-7 yıl içerisinde hiç görüşmediğini, hastalığında babasına bir kez olsun geçmiş olsuna gelmediği gibi murise hiç bakmadığını, dolayısı ile davacının böyle bir hak iddia etmesinin de mümkün olmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının dava dilekçesinde muris adına kayıtlı sekiz inekten hakkına düşeni istediğini, oysa bu sekiz inek her ne kadar muris adına kayıtlı ise de muris hayatta iken bu ineklerin bir kısmının mezbahanede kesilmiş ve bir kısmının da öldüğünü, ancak muris üzerine kayıtlı bu ineklerin kaydının düşümünün yapılmadığını, kayıtların düşümünün yapılmamasının nedeni ile ölümünden önce sağlık problemleri yaşaması olduğunu, davacının babasının durumunu bilmiş olsaydı böyle bir talepte bulunmaya utanacağını, yine davacının bir ineğin sadece sütünden faydalanıldığını belirtmiş ise de bu ineğin yemi, bakımı ve gözetimi göz önünde bulundurulduğunda kar elde etmenin mümkün olmadığını, muristen tek bir inek kaldığını, ineğin şu anki değerinin 1.500,00-2.000,00-TL olduğunu, davacının payına düşen miktarın ise 400-450-TL arasında olduğunu bu bedeli müvekkillerinin ödemeye hazır olduğunu belirterek haksız ve yersiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davacının muris tarafından davalılara kalan 1 adet ineğin et ve süt değeri üzerindeki hissesini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu murise ait bulunan paraların davalılar tarafından tahsil edilmesi ve ineklerin haksız satılması nedeniyle davacının kendisine düşen miras payını sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalılardan isteyip istemeyeceğine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 599.maddesi uyarınca; "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar, mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar..."
    Kural olarak, bir kimsenin ölümü ile malvarlığının bir bütün olarak mirasçılarına geçmesini ifade eden külli halefiyet gereğince, mirasbırakanın kişisel özelliklerinin ağır bastığı, düşünsel ve bedeni özellik ve yetenekleri gözönünde bulundurularak yapılmış, borcun bizzat mirasbırakan tarafından yerine getirilmesi gereken şahsi edim borçları dışında, malvarlığından ifa durumunda olunan maddi edim borçları mirasçılara intikal eder.
    Mirasbırakanın borçları, ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerden, işlediği haksız fiillerden, malvarlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşmeden ve ölüm anına kadar oluşan birtakım olgular nedeniyle doğrudan doğruya kanundan doğabilir.Mirasçıların sorumluluğu bakımından borcun kaynağı önemli değildir.
    TMK"nun 640.maddesi uyarınca, mirasbırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde de iştirak halinde mülkiyet hükümleri cereyan etmeye başlamaktadır. Bu mülkiyet rejiminde mirasın bütünü mirasçıların tamamına ait olmakla tüm haklardan oluşan tereke üzerinde iştirak halinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır.
    TMK"nın 701/1 maddesi gereğince "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti el birliği mülkiyetidir."
    TMK"nun 702/2. maddesi gereğince "Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerekir."
    Terekeye ait haklar nedeniyle açılan davaları bütün mirasçıların birlikte yürütmesi gerekir. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. İştirak halindeki malikler arasındaki uyuşmazlıklarda da mirasçı tek başına dava açabilecektir. Başka bir ifade ile iştirak halindeki malikler, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre birbirlerinden talepte bulunabileceklerdir.
    Somut olayda, muris ..."ın 03.08.2009 tarihde vefat ettiği, murisin vefatından önce ... Bankası ...Şubesinde bulunan hesabından 24.06.2009 tarihinde 34.290,70 TL para çektiği anlaşılmaktadır. Ancak muris adına kayıtlı 7 adet ineğin bulunduğu ineklerin davalılarda kalıp kalmadığı ya da murisin önceden satıp satmadığı dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davalıların kendilerinde olduğunu kabul ettiği 1 adet inek üzerinden değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuştur.
    Davacı 34.290,70 TL nin murisin ölümünden sonra dosya içeriğinde toplanan deliller ile çekilerek davalılar tarafından harcandığını ve murise ait 6 adet ineğin davalılarda kaldığını ispat edememiştir.
    Ancak davacının tüccar ..."in muris ...a olan 35.000,00 TL borcunu davalılara ödediği iddiası bulunmaktadır. Mahkemece dinlenen tanık ..."in ödemiş olduğu paranın herhangi bir kaydının bulunmadığı gerekçesiyle tanık beyanı hükme esas alınmamıştır.
    Tanık ... 07.07.2011 tarihli celsede alınan yeminli beyanında; muris ..."a 31.000,00 TL borcu olduğunu, ... hastalandığında kendisine paranın bir kısmını torunu .... vermesini söylediğini, yaklaşık 10.000,00 TL yi kısım kısım ...ödediğini, daha sonra ..."ın öldüğünü, geri kalan parayı da ...ın eşi olan Nefise Kurnaza ödediğini beyan etmiştir.
    Davacı iddialarını doğrular nitelikte beyanda bulunmasına rağmen, mahkemece hüküm kurulurken davacı tanığı ... beyanı hükme esas alınmamıştır.
    Yeminli tanık beyanı ile de sabit hale geldiği üzere, ... tarafından muris ... öldükten sonra, eşi ..."a 21.000,00 TL ödenmiştir. Mahkemece bu husus da dikkate alınarak davacının alacaklı olduğu miktar tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu tanık beyanı dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi