18. Ceza Dairesi 2018/3355 E. , 2019/1844 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/06/2017 tarihli ve 2016/10454-11 soruşturma, 2017/4299 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tarsus 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/07/2017 tarihli ve 2017/1901 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/04/2018 gün ve 2018/29068 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müştekinin şüpheli ..."in hakkında yapmadığı şeyleri söyleyerek iftirada bulunduğu ve diğer şüpheliyle birlikte hareket ederek kendisine hakaret ettiği iddiası üzerine, Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin Norveç ülkesinde yaşadığı, bu nedenle şüphelinin ülke dışında bulunması nedeniyle hakkında soruşturma yürütülemeyeceğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şüphelinin yurtdışında yaşamasının soruşturma engeli olmadığı, uluslararası istinabe yapılarak şüphelinin beyanının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme;
CMK"nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada, müştekinin 29/08/2016 tarihli ifadesinde şüpheli ..."in hakkında yapmadığı suçları ve eylemleri isnat ederek iftira da bulunup hakaret ettiğini belirterek şikayetçi olduğu görülmektedir.
Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelinin beyanı alınmadan, "şüphelinin Norveç"te yaşadığı ve ülke dışında bulunması nedeniyle hakkında soruşturma yürütülemeyeceği" şeklindeki gerekçeyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Şüphelinin, yurtdışında olmasının hakkında soruşturma yapılmasına engel olmayıp beyanının alınmasının zorunlu görülmesi halinde uluslararası istinabe yoluyla beyanının alınması mümkün olup buna göre soruşturmaya devam edilmesi gerekir. Savcılık tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hugh Jordan/Birleşik Krallık (B.No: 24746/94, 4/5/2001, 105-109) kararında da belirtildiği üzere etkin soruşturma yapılmadan şüphelinin Norveç ülkesinde yaşadığı, bu nedenle hakkında soruşturma yürütülemeyeceğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve itiraz merciince de itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Şüpheli ... hakkında Tarsus 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/07/2017 tarihli ve 2017/1901 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.