
Esas No: 2018/2594
Karar No: 2019/1843
Karar Tarihi: 22.01.2019
Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/2594 Esas 2019/1843 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2018/2594 E. , 2019/1843 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2017 tarihli ve 2017/1077 esas, 2017/1132 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/03/2018 gün ve 18649 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Mahkemece herhangi bir gerekçe belirtilmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, Adli sicil ve arşiv kaydı bulunmayan, hakkında tercihen adli para cezası uygulanan ve 20/11/2017 tarihli celse itibari ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini talep eden sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır. İnceleme konusu somut olayda; suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında, hakaret suçundan 2.000 Türk Lirası adli para cezası verildiği ve sanığın 20/11/2017 tarihli oturumda, hakkında ceza verilecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik istemlerin kabul veya reddinde gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Ancak, adli sicil kaydı bulunmayan sanığın açık bir talebinin bulunmasına karşın, mahkemece kısa karar da gerekçe gösterilmeden giderilmesi gereken somut (maddi) bir zararın oluşmadığı hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve takdire de dayanılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve karar :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/11/2017 tarihli ve 2017/1077 esas, 2017/1132 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.