8. Hukuk Dairesi 2019/87 E. , 2019/4228 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI - KARŞI DAVALI : ...
DAVALI - KARŞI DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup direnme kararının davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davada davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın ise reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davada davacı ... vekili, asıl davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacının evlere temizliğe gitmek suretiyle devamlı ve sürekli çalışması olduğu, bu tür çalışmaların sigortasız olması nedeniyle hesaplanamadığı, davalının da düzenli olarak çalıştığı, tarafların evliliğin ilk yıllarında satın aldıkları davalı adına tahsis belgeli Ankara"da bulunan gecekonduyu satarak İstanbul"da 30 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davalı adına tahsisli gecekonduyu satın aldıkları, üzerine her iki tarafın kazancı ile üç katlı ev yaptıkları, 01/01/2002 tarihinden önce edinilmesi nedeniyle davalının kişisel malı olan bu gecekondunun Büyükşehir Belediyesi tarafından tasfiyesi ile enkaz bedeli olarak davalıya 47.602 TL ödeme yapılıp Alibeyköydeki dairenin tapusu verildiği anlaşıldığından, davalının kişisel malı yerine geçen para ve davalı adına kayıtlı dairede davacının katkı oranının hakkaniyet kuralları gereğince belirlenmesi gerektiğinden; davacının yaptığı iş karşılığı getirebileceği gelir, davalının taşınmazın edinme tarihinde geçerli Medeni Kanun hükümlerine göre aileyi geçindirme yükümlülüğü olduğu dikkate alınarak, davacının taşınmaz ve para üzerindeki katkı oranının yarısı olduğu kabul edilerek, taşınmazın katkı payı alacağına konu olması nedeniyle dava tarihindeki değeri, ödenen paranın ise davaya konu taşınmazın elden çıkarıldığı tarihteki miktarı göz önüne alınarak, davacı-karşı davalının davasının kısmen kabulüne, 80.051 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-karşı davacının katkı payı ve katılma alacağı talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 13.10.2016 tarihli ve 2016/7560 Esas, 2016/13629 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davada davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile asıl dava yönünden bozulmuş, davacı-karşı davada davalı vekili bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuş, Daire"nin 02.05.2018 tarihli ve 2017/9619 Esas, 2018/11904 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiş, mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verilmesi üzerine, anılan direnme kararı davalı-karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"ye eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca, inceleme yapılmak üzere, dosya Dairemize gönderilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu, Dairenin bozma ilamındaki değerlendirmesinin hataya dayalı olduğu anlaşıldığından, davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan 13.09.2018 tarihli ve 2018/399 Esas, 2018/591 Karar sayılı direnmeye ilişkin hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.368,00 peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4.100,28 TL"nin temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi