Esas No: 2016/482
Karar No: 2016/617
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/482 Esas 2016/617 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016/482 KARAR NO : 2016/617 KARAR TR : 26.12.2016 |
ÖZET : Davacıların tedavi için gittikleri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nde Doktor tarafından hakarete uğradıkları gerekçesiyle manevi tazminatın davalı idarece tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1- B.Ç.
2- Ö.Ç.
Vekili : Av. K.Y.
Davalı : Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. A.Y.G.
O L A Y : Davacılar vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin 07/04/2013 günü Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine muayene için başvurduklarını, gerek duyulması üzerine ultrason çekimi için radyoloji bölümüne yönlendirildiğini, müvekkili Ö."ün o tarihte hamile olup düşük yapmak üzere olduğunu, müvekkili Ö."ün davalı kurum çalışanı olan Ç.A."e muayene olduğu esnada doktorun sert tavırları son derece hassas olan müvekkilinin doktora yavaş olması hususunda kendisini uyarmasına neden olduğunu, doktorun aynı tavırları devam edince taraflar arasında tartışma çıktığını, zaman sonra taraflar arasında geçen sözlü münakaşanın doktorun hakaretlerine dönüştüğünü, müvekkillerinin şikayeti üzerinde doktorun ceza mahkemesinde yargılandığını ve cezalandırıldığını, doktor ile aynı hastanede görev yapmakta olan müvekkili B."ın uğramış olduğu hakaretler nedeniyle personel önünde rencide olduğunu, haksız ve mesnetsiz fiil nedeniyle cezalandırılan doktorun eylemi nedeniyle davalının müvekkili B. ve müvekkili Ö. lehine ayrı ayrı 2.500,00 TL toplam 5.000,00 TL manevi tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.
ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 23.10.2014 gün ve 2014/573, K:2014/963 sayı ile, davalı üniversite bünyesinde görevli doktorun muayene esnasında davacılara yönelik eylemi nedeniyle davacıların varsa manevi zararlarını dava dışı doktorun bağlı olduğu idare aleyhine idari yargıda açacakları davayla talep etmeleri gerekeceği, bu hususun Anayasanın 129/5 ve 657 sayılı yasanın 13. maddesinde de belirtilmiş olduğu; bu nedenle davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği anlaşılmakla yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Davacılar vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
Erzurum 2. İdare Mahkemesi: 26.6.2015 gün v e E:2015/125, K:2015/774 sayı ile, 2577 sayılı Kanunun 13"üncü maddesi uyarınca idarenin eylemlerinden kaynaklanan tam yargı davalarında zararın ve eylemin birlikte öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde idareye başvurulması ve reddi veya 60 gün içinde cevap verilmeyerek reddedilmiş sayılması halinde de takip eden 60 gün içinde dava açılması gerekmekte olup; 7.4.2012 tarihinde gerçekleşen eylem nedeniyle anılan kanun hükümleri uyarınca en geç 7.4.2013 tarihine kadar idareye başvurulması ve bunun üzerine dava açılması gerekirken bu süreler geçtikten çok sonra ilk olarak Erzurum 2"nci Asliye Hukuk Mahkemesi"nde dava açma tarihi olan 30.06.2014 tarihinde açıldığı kabul edilen davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiş, bu karara davacılar vekilince itiraz edilmiştir.
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi: 29.9.2015 gün ve E:2015/951, K:2015/874 sayı ile, davacı tarafından uğranıldığı ileri sürülen zararın, hakaret olayı ile ilgili olarak Ç.A. hakkında açılan davada Erzurum 2"nci Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21.05.2014 günlü, E:2014/l85, K:2014/463 sayılı kararıyla adı geçenin hakaret eyleminin sabit olduğu belirtilerek adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine kesin olarak ortaya çıktığı dikkate alındığında, davacının 2577 sayılı Yasanın yukarıda belirtilen 13.maddesinde öngörülen bir yıllık süre içinde açtığı davanın süresinde olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, bu durumda, Mahkemece uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne kararın bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar vermiştir.
Erzurum 2. İdare Mahkemesi: 18.12.2015 gün v e E:2015/1354, K:2015/1329 sayı ile, her ne kadar davalı idarede doktor olarak görev yapan Ç.A."ün davacılara hakaret ettiği sabit olduğundan adı geçeni istihdam eden davalı idare tarafından davacılara manevi tazminat ödenmesi gerekmekle birlikte, verilen ceza mahkemesi kararında eylemin şikayetçinin haksız fiiline tepki olarak gerçekleştirdiğinin belirtilmesi, yine dosya kapsamındaki alınan ifadeler sonucunda hakaretlerin karşılıklı olması ve davacılardan B.Ç."nin adı geçeni iterek düşürmesi hususlarının manevi tazminatın miktarı belirlenirken dikkate alınması gerekeceğinden sonuç olarak davacıların her biri için 500,00- TL olmak üzere toplam 1.000,00- TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu manevi tazminat talebinin davacılardan her biri için 500,00- TL olmak üzere 1.000,00.-TL"ye ilişkin kısmı yönünden davanın kabulüne, bunu aşan kısım yönünden davanın reddine karar vermiş, davalı idare vekilince karara itiraz edilmiştir.
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi: 31.3.2016 gün v e E:2016/423, K:2016/397 sayı ile, Dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; bakılan davanın idarenin hizmet kusurundan dolayı açılan tam yargı davası niteliğinde olmayıp, davacıların 07.04.2012 tarihinde tedavi için gittikleri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nde Dr. Ç.A. tarafından hakarete uğradıklarından bahisle kişisel kusur nedeniyle açılan tazminat davası olduğu, davanın Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü"ne karşı açılmış olmasının da davanın niteliğini değiştirmeyeceğinin anlaşılması karşısında, davanın görüm ve çözümünde Adli Yargının görevli olduğu sonucuna varıldığı; bu durumda, Erzurum 2. İdare Mahkemesi"nin 2015/1354 esas sayılı dosyasında açılan bu davanın, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılan davada verilen görevsizlik kararı üzerine açıldığının anlaşılması karşısında, Mahkemece, davada görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunulması ve işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin ertelenmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle itirazın kabulüne, Erzurum 2. İdare Mahkemesi"nce verilen 18/12/2015 gün ve E:2015/1354, K:2015/1329 sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir.
ERZURUM 2. İDARE MAHKEMESİ: 13.7.2016 gün v e E:2016/652 sayı ile, Anayasanın 129/5. maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunması karşısında; dava dilekçesinde sıralanan maddi olgularda manevi tazminat konusunun salt kişisel kusura dayanılması nedeniyle davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
I-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacıların tedavi için gittikleri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nde Dr. Ç.A. tarafından hakarete uğradıkları gerekçesiyle 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı idarece tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verilmiş; 129. maddesinin beşinci fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabileceğine işaret edilmiş; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 13. maddesinde de, kişilerin kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı, bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açacakları ve kurumun genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkının saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların 07.04.2012 tarihinde tedavi için gittikleri Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi"nde Dr.Ç.A. tarafından hakarete uğradıklarından bahisle yaptıkları şikayet üzerine Dr.Ç.A. hakkında açılan davada Erzurum 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21.05.2014 günlü, E:2014/185, K:2014/463 sayılı kararıyla adı geçenin hakaret eyleminin sabit olduğu belirtilerek adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda sözüedilen mevzuat hükümleri uyarınca, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandıklarından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı mercileri önüne çıkarılmasını önlemek ve kamu hizmetinin sekteye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak suretiyle kamu düzenini korumak amaçlanmış; aynı zamanda, zarara uğrayan kişi bakımından, memurlar veya diğer kamu görevlilerine oranla ödeme gücü daha yüksek olan bir sorumlu (idare) muhatap kılınmıştır.
Buna göre, kural olarak, kamu görevlisinin görev ve yetkilerini kullandığı sırada doğan zararın giderilmesi istemiyle, görev kusurunu kapsayan hizmet kusuru esasına dayanılarak, idari yargıda ve ancak idare aleyhine dava açılabilecek; yargı yerince tazminle yükümlü tutulması halinde idare, ilgili yasa kurallarının gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, sorumlu personeline rücu edebilecektir.
Ancak, kamu görevlilerince görevleri sırasında gerçekleştirilen işlem ya da eylemler sırasında, ağır kişisel kusur ile hareket edilmiş olması ve bu kusurun hizmet kusurundan ayrılabilir nitelikte bulunması durumlarında, hizmet kusuru ve zarara konu olay arasındaki illiyet bağı kesileceğinden, kamu görevlisinin yukarıda belirtilen Anayasal ve yasal korumadan yararlanması ve kamu görevlisine karşı şahsi kusuruna dayanılarak açılan davanın, 2577 sayılı Kanun çerçevesinde idari yargı yerinde görülmesi mümkün olmayacaktır.
Belirtilen durum karşısında, suç teşkil eden eylemler kamu görevi sırasında gerçekleşmiş olsa bile kamu hizmetinin bir gereği olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu itibarla ağır kişisel kusura dayalı eylem sonucu idarenin hizmet kusuru ile dava konusu olay arasındaki illiyet bağının kesildiği ve bu nedenle davanın haksız fiillere özgü özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, Erzurum 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, Erzurum 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜYLE, Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23.10.2014 gün ve 2014/573, K:2014/963 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.12.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |