Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1216
Karar No: 2021/2466
Karar Tarihi: 29.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1216 Esas 2021/2466 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1216
KARAR NO: 2021/2466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2017/997 E - 2020/122 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle, müvekkili şirket davalı şirkete bir takım hizmet sunduğunu ve yine bir takım araç malzeme satımı yaptığını, dava konusu olan faturaların davalı şirkete teslim edildiğini, yine bu faturalar ile ilgili mail üzerinden / mail yolu ile taraflar arasında mutabakat yapıldığını ve bu faturaların müvekkilinin usule uygun olarak tutulan ticari defterlerine işlediğini, ancak davalı şirketin müvekkili tarafından yerine getirilen hizmet ve satım edimlerinin karşılığını müvekkili şirkete ödemediğini bu sebeple müvekkili şirketin zarara uğradığını, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine davalı şirkete karşı Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin açılan icra takibine sadece "müvekkili şirketin alacaklı gözüken firmaya herhangi bir borcu yoktur” şeklinde bir açıklama ile itiraz ettiğini ve açılan takibi durdurduğunu, itirazın iptali ve takibin kaldığı yerden devamına, borçlu şirkete ait araçlar üzerine ve yine borçlu şirkete ait başkaca menkul -gayrimenkul ve 3. kişilerde bulunan hak vc alacakları ile ilgili olarak ihtiyati tedbîr, kararı verilmesini, % 20'den az olmamak üzere borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili araçlarının bakım ve onarım işlerini bir müddet davacı tarafa yaptırdığını, ancak davacı tarafın araçların bakım ve onarım işini tam ve eksiksiz olarak yapmadığını, müvekkilinin davacı tarafa onarımını yaptırdığı araçların kısa bir süre sonra aynı arızayı yeniden verdiğini, hatta davacının hatalı onarımı nedeni ile araçlarda daha büyük hasarlar meydana geldiğini, müvekkilinin işbu ayıpların giderilmesini davacıdan talep ettiğini, ancak davacı tarafın kendisinin bir kusuru olmadığını, araçların onarılması halinde yeniden ücret talep edeceğini bildirdiğini, bu nedenle de müvekkilinin davacı ile çalışmayı bıraktığını, bozulan araçlarının onarımının ... otomotiv adlı firmada yaptırıldığını, müvekkilinin davacı tarafın yaptığı ve ayıplı olmayan onarımlara ilişkin borcunu ödediğini, ancak ayıplı olan onarımlarla ilgili olarak bahse konu ayıpların ve işbu ayıpların davacı tarafça giderilmemesi nedeni ile herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının faturaların tamamını müvekkiline tebliğ edildiği ve taraflar arasında hesap mutabakatı sağlandığı iddiasının hakikate aykırı olduğunu, müvekkilinin ayıplı ifaya dair faturaları tebliğ almadığını ve taraflar arasında bir hesap mutabakatı da sağlanmadığını, müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini, davacının alacağın %20'sinden aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; " davacı alacağını ve takibi davalı tarafa satılan bir takım hizmet ve araç malzeme satımına için ilişkin düzenlenen faturaya dayandırmış olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi' nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekmekte olup davalı cevap dilekçesi ile teslimatın yapıldığını ancak bir süre davacı tarafa bakım onarım işi yaptırıldıktan sonra ürünlerin arıza vermesi nedeni ile araçlarda hasarlar meydana geldiği, bu nedenle ürünlerin ve hizmetin ayıplı olduğu iddiasında bulunmuştur. Davalının iddiası bakımından dosya bilirkişilere tevdii edilmekle düzenlenen raporda davalının iddia ettiği gibi ayıp olmadığının tespit edildiği, alacak miktarının olup olmadığının tespiti için ise, taraflara ticari defterlerini sunmaları için kesin kesin verilmiş davacı tarafından sunulan ticari defterlerin incelenmesi sonucunda düzenlenen 11.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan davacının davalıdan 45.093,70 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davacının takibinin 45.093,70-TL olduğu anlaşılmakla davalının yapmış olduğu itirazının iptaline, alacağın likit olması nedeni ile de asıl alacağın %20 si olan 9.018,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerek" gerekçeleriyle Açılan Davanın Kabulüne, 1-Davalının Bakırköy ...İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 45.093,70-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, 2-Takip konusu asıl alacağa - davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz uygulanmasına, 3-Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20'si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; dosyaya sunulan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, kararın eksik inceleme ile verildiğini, delilleri arasında sunulmuş olan ... Ltd. Şti.'ne ait faturalar ile de sabit olduğu üzere müvekkilinin araçlarının davacı tarafça onarımının hemen ardından araçların aynı arızayı tekrarladığını ve müvekkili tarafından ... Ltd. Şti.'ne yeniden onarımı yaptırıldığını, teknik bilirkişi raporunda sözkonusu onarımların olağan bakım gereğince yapıldığı ve bir problem yaratmayacağının yazılı olduğunu, bu raporun hatalı olduğunu, onarım hizmetinin ayıplı olup olmadığının dava konusunu oluşturduğunu, teknik bilirkişice araçlar üzerinde inceleme yapıldığını, ancak işbu incelemede araçlardaki onarımın ayıplı olup olmadığı hususunda bir tespit yapılamadığını, davacı tarafın ve kendilerinin sunduğu faturalar faturalar değerlendirilerek davacı tarafın müvekkile ait araçlara yapmış olduğu onarımın ayıplı olup olmadığı tespit edilebileceğini, dosyaya sunulan mali bilirkişi raporu eksik ve tamamı ile hatalı olduğunu, mali bilirkişi raporunda, taraflara ait hangi defterlerin incelendiği, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı ve dolayısı ile tarafların lehine delil teşkil edip etmediği hususlarında bir değerlendirme yapılmadığını, raporda müvekkiline ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerine ise hiç itibar edilmediğini, raporda kendilerinden BA-BS formlarının istenildiği ve fakat bunların sunulmadığı belirtildiğini, ancak talepte bulunulmadığını, davacı tarafın defterlerinin alacağını kanıtlamaya elverişli olmadığından Ba-Bs formlarının mahkemece ilgili vergi dairelerinden celbi ile sonucuna göre rapor tanzimi gerekli iken bu husus gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini, ileri sürmüştür. Dava, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili talepli başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında davalıya ait araçların bakım ve onarımlarının yapılması hususunda sözleşme ilişkisinin mevcut olduğu, davalının da hizmet aldığını kabul etmesi, teknik bilirkişi tarafından davalı tarafça hazır edilen beş adet aracın incelenmiş olduğu, incelenen araçlar ve faturalar değerlendirilerek araçlara yapılan işlemlerde ayıp olmadığının tespit edilmiş olduğu, davalı tarafça da ayıplı hizmet iddiasının ispatlanamadığı gibi daha önce ileri de sürülmediği, hesap bilirkişisi tarafından tarafların ticari defterlerinin değerlendirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı, bilirkişinin inceleme konusu yaptığı defterleri raporunda belirtmiş olduğu,faturaların ödendiğinin ise davalı tarafça iddia ve ispat da edilmediği görülmekle verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 3.080,35 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 770,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.310,27 TL'nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/09/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi