20. Hukuk Dairesi 2013/4290 E. , 2013/8995 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 108 ada 7 parsel sayılı 28150 m² yüzölçümündeki taşınmaza, Haziran 1295 tarih 6 ve 12, Aralık 1953 tarih 4, Eylül 1965 tarih 6, ve 11 nolu tapu kayıtları uygulanmış, ancak; davalı olduğundan söz edilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Tesbit gününden önce asliye hukuk mahkemesine davacı ..., ... ve ... ile ..."m davalı ... aleyhine açtığı ve davalı ..."ın kardeşi olması nedeni ile taşınmazda payı bulunduğunu ileri sürerek, Fadime Kirli"nin katıldığı elatmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan Ümmüşan mirasçısı Selahattin ve ... ile katılan davacı ... Kirli tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28/03/2005 gün ve 2005/814-892 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Çekişmeli taşınmazın tutanağının davalı olması nedeniyle malik hanesinin açık bırakılmak suretiyle düzenlenmiş olması nedeniyle sadece mahkeme divanhanesine ilânın yapılmasının yeterli olmadığı, taşınmazın bulunduğu köy ya da belde de ilânın yapılmasının zorunlu olduğu, çekişmeli taşınmaz sınırında orman olması ve tutanağına malik hanesinin açık olarak tutulmuş olması nedeniyle taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılması gerektiği ve yapılan tapu uygulamasının yetersiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda mahkemece çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılan yerlerden olduğu, orman sayılmayan bölümün ise ...’den intikal ettiği ve mirasçıları arasında yapılan paylaşım neticesinde taşınmazın Raziye’ye kaldığı, ...’nin ölümünden sonra ise, mirasçıları asında mal paylaşımı yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, ... Köyü 108 ada 7 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptaline, 108 ada 7 parselin 25409 m² yüzölçümüyle kararda gösterilen Durali kızı Raziye mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 27/07/2001 tarihinde askı ilânı yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yargılaması sırasında yörede 3402 sayılı Kanun uyarınca genel arazi kadastro çalışması yapılmış ve çekişmeli taşınmaza 108 ada 7 parsel sayısı verilerek ve davalı olduğundan malik hanesi doldurulmak üzere 3402 sayılı Kanununu 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince hâkimin re’sen lüzum gördüğü
delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Çekişmeli taşınmaz Devlet Ormanına sınır olması ve mahkeme gerekçesinde de taşınmazın bir kısmının orman sayılan yerlerden olduğu kabul edildiğinden husumetin Hazine ve Orman Yönetimine yaygınlaştırılması husumet yaygınlaştırıldıktan sonra tarafların delillerinin toplanması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca, mahkemece çekişmeli 28150 m² yüzölçümündeki taşınmazın 25409 m²’lik bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle 25409 m²’lik bölümün kararda gösterilen kişiler adına tesciline karar verilmiş, parselin geriye kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmamıştır. Kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmak zorunda olup, taşınmazın geriye kalan bölümü hakkında sicil oluşturulmamış olması da usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.