Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/350
Karar No: 2021/1758
Karar Tarihi: 29.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/350 Esas 2021/1758 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/350
KARAR NO: 2021/1758
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI: 2017/533 Esas, 2018/1241 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit, İstirdat
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında faturaya dayalı icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını, zira müvekkilinin davalıya teslim ettiği halde iade alamadığı toplam 78.916,24 TL tutarında iplik olduğunu, müvekkilinin icra tehdidi altında 10.000,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, iade edilmeyen iplikler nedeniyle davalı adına fatura düzenlendiğini ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra tehdidi altında ödenen 10.000,00 TL’nin istirdatına, davalı aleyhien %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının icra takibinin kesinleşmesinden sonra kendi özgür iradesi ile müvekkiline 10.000,00 TL ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini ve %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının fason dikimi yapılmak üzere davalıya iplik ve kumaş sevk ettiği, davalının da sevk edilen bu kumaş ve ipliklerden fason işçilik yapmak suretiyle fason işçilik faturası ile davacıya fason olarak işlemiş ürünleri teslim ettiği, davalının uhdesinde olduğu iddia ettiği, 24/01/2017 - 28/01/2017 - 01/02/2017 tarihli sevk irsaliyeleri ile davalıya gönderdiği iddia olunan ham madde irsaliyelerinden sonra davalı tarafından 28/01/2017 - 31/01/2017 06/02/2017 faturaları düzenlemiş olduğu, bu faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından düzenlenen 3 faturanın içeriğinin davalının uhdesinde olduğu, davacı aleyhine faturaya dayalı olarak yapılmış takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiş ise de taraflar arasındaki ticari ilişki değerlendirildiğinde davacının davalıya sevk ettiği iplik ve kumaşların davalı tarafından fason işçilik yapmak suretiyle üretildiği ve fason işçilik faturası düzenlenerek ürünlerin davalıya teslim edildiği, faturaların tarafların ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, teslim olgusunun bu şekilde kanıtlanmış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunda tekstil mühendisinden rapor alınması gerektiği belirtildiği halde eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin davacıya teslim ettiği halde iade alamadığı 78.916,24 TL değerinde ipliği olduğunu, müvekkilinin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek, hükmün kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dava reddedildiği ve tedbir kararı verildiği halde müvekkiline lehine tazminata hükmedilmediğini, ayrıca ihtiyati tedbir kararının kaldırılmadı gerektiğini belirterek, hükmün kaldırılmasını ve tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekili hükmün istinafından sonra sunduğu 21/10/2020 tarihli dilekçesinde, davalının müvekkilini ibra ettiğini ve bu davadan feragat ettiğini belirterek, dilekçe ekinde 05/10/2020 tarihli İbraname başlıklı belge sunmuştur. Söz konusu belge incelendiğinde, davacının borçlarının sona ermesine ve ibra edilmesine ilişkin olduğu, davalının bu davadan ve icra takibinden feragat edeceğinin belirtildiği, alt kısmında davalı ismi ile davalıya atfen imza bulunduğu görülmüştür. Davalı vekili ise sunduğu dilekçesinde, söz konusu belgenin kim tarafından imzalandığının belli olmadığını ve hükmü olmadığını belirtmiştir. Bu durumda yerel mahkemece yapılması gereken iş, davacı vekilince sunulan 05/10/2020 tarihli İbraname başlıklı belgenin altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığının ve içeriğinin doğru olup olmadığının davalı vekilinden sorulması, gerekirse davalının bu yönde isticvabı, imza inkarı halinde belge aslının sunulması istenerek imza incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 03/12/2018 tarih, 2017/533 Esas, 2018/1241 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi