Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1190
Karar No: 2021/1326
Karar Tarihi: 29.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2018/1190 Esas 2021/1326 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

....

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.01.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : .....
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçelerinde, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01/03/2013 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin, "..... işi kapsamında yer alan .... üstlendiğini, işin yürütülmesi esnasında taraflar arasında müteaddit tarihlerde karşılıklı olarak ek protokol ve zeyilnameler tanzim edildiğini, son olarak 19/08/2014 tarihinde ... nolu ...tanzim edilerek çalışmaların sürdürülmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından 03/10/2014 tarihinde ... 002 Eylül dönemi faturası olarak düzenlenen KDV dahil 11.800,00 TL'nin ödenmediğini ve davalı tarafın 8 gün içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, ödeme yapılmaması üzerine ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin 03/03/2015 tarihinde davacı şirket tarafından gönderilen çalışmaları değerlendirdiği ve söz konusu değerlendirme sonucu saptamış olduğu birtakım tespitleri davacı şirkete noter kanalı ile göndermiş olduğu ihtarname ile bildirildiğini, sözleşme konusu işin süresinde teslim edilmediğini, davacı tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi, üstlenmiş olduğu edimleri eksik ve kusurlu yapması ve bu eksikliklerin 3. şahıslara tamamlattırılmış olması nedenleri ile müvekkili şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı şirketin gerek ihtarname, gerek iç yazışmalar ile bildirilen eksik işlerin tüm uyarılara rağmen yerine getirilmediği gibi bu durumun müvekkili şirket açısıdan 11/03/2013 tarihli sözleşmenin 18. maddesi uyarınca haklı fesih sebebi olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi'nce "Dava, proje danışmanlık hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir (TBK m. 470; İİK m. 67).
Ankara 23 İcra Müdürlüğü'nün .... esas sayılı icra dosyası, taraflar arasında kurulan sözleşme örneği, fatura örnekleri, ihtarname örnekleri, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara 23 İcra Müdürlüğü'nün..... esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının ..., borçlunun ... olduğu; 11.800,00 TL alacak için 15/09/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında kurulan 11/03/2013 tarihli Proje Sözleşmesi'nin incelenmesinde; sözleşmenin 3. Maddesinde işin süresinin sözleşme imza tarihi itibari ile başlayacağı ve uygulama projesinin gecikmelerle birlikte 60 iş günü içerisinde tamamlanmış olacağının; 6. Maddesinde, 24.000,00 TL avans ödemesi, 36.000,00 TL etap işleri ödemesi, 36.000,00 TL etap işleri ödemesi, 24.000,00 TL son ödeme olmak üzere toplam 120.000,00 TL ödeme yapılacağının; 10. Maddesinde işe başlama ve sona erme hususunun, 18. Maddesinde, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı hareket etmesi durumunda diğer tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği, bu durumda işverenin işi başkalarına yaptırma hakkının mevcut olduğu, işverenin, mimar tarafıdan yapılan işlerin bedelini ödeyeceği hususunun düzenlendiği anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Eser sözleşmesinde yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde benzer alandaki işleri yüklenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranış esas alınır. Yüklenici kararlaştırılan eseri aksine bir düzenleme yoksa kendisi veya kendi yönetimi altında başka bir kişiye yaptırabilir (TBK m. 473). Yüklenici, sözleşmede kararlaştırılan sürede işe başlamak ve bitirmek zorundadır. Yüklenici, eserdeki açık ve gizli ayıplardan dolayı iş sahibine karşı sorumludur (TBK m. 474). Sözleşmede kararlaştırılan niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu vasıfların eserde bulunmaması ayıp olarak nitelendirilir. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslim anında kolaylıkla görülebilen ve fark edilebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanım sırasında ortaya çıkan ayıplardır. İş sahibi, eseri teslim alır almaz işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmesi ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Sözleşme bedeli götürü olarak belirlenmişse, yüklenici eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici belirlenen bedelin arttırılmasını isteyemez. Bu davada davacı yüklenici, davalı iş sahibi konumundadır.
Dosya üzerinde bilirkişi kurulu marifeti ile inceleme yapılmıştır.
Bilirkişi kurulu 14/05/2017 tarihli rapor ve 09/10/2017 tarihli ek raporlarında; taraflar arasında 11/03/2013 tarihli proje sözleşmesi imzalandığını, 16/11/2013 tarihinde 1 nolu zeyilnamenin 06/02/2014 tarihinde ek protokolün ve 19/08/2014 tarihinde.... ... düzenlendiğini, sözleşme ve protokoller kapsamında, ...işlerini davacı şirket tarafından üstlendiğini, davacı tarafın 03/10/2014 tarihinde KDV dahil toplam 11.800,00 TL tutarında fatura düzenlediğini, davacı tarafın bu faturayı 01/11/2014 tarihinde ticari defterlerine kaydettiğini ve aynı faturayı 08/05/2015 tarihinde iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacı tarafın bu alacak için Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün .....esas sayılı dosyasında takip başlattığını, davacı tarafın taraflar arasında kurulan sözleşme ve 2 nolu ... ile oluşturulan uygulama projelerinin teslim tarihlerine uymadığını, projelerde uygulama hataları ve metraj fazlalıkları bulunduğunu, bu nedenle sözleşmeye uygun şekilde edimlerini yerine getirmediğinden, alacak talebinde bulunamayacağını bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; davacı taraf, davalı şirkete proje danışmanlık hizmeti verilmesi konusunda sözleşme imzalamıştır. Ancak, davacı taraf, eser sözleşmesi niteliğindeki danışmanlık ve proje faaliyetlerini, eksik ve hatalı yaptığından, dava konusu alacağı talep edemez.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, taraflar arasında kurulan sözleşme örneği, ihtarname örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacı tarafın, taraflar arasında kurulan sözleşme, ek protokol ve zeyilnamelere uygun şekilde danışmanlık hizmeti vermediği, eksik ve hatalı işlemler yaptığı, bu nedenle dava konusu faturanın usulüne uygun şekilde iade edildiği anlaşıldığından, davanın reddine..." şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: işin eksik ve hatalı olduğuna dair maddi bir delilin dosyada olmadığını, davacının bu yönde bir delil ileri sürmediğini, sadece davalının sübjektif beyan ve savunmalarına dayalı olarak bu sonuca varıldığını, tek dayanaklarının davacıya gönderilen ihtarnameler olduğunu, 19.01.2015 tarihli cari hesap mutabakat yazısının müvekkili alacağını tasdik edici mahiyette olduğunu, 19.08.2014 tarihli zeyilnamenin davaya konu projeye etkisinin hiç tartışılmadığını, revizyon ihtiyacının zemin kalite tespitini yanlış yapan davalı taraftan kaynaklandığını, müvekkili tarafından 4 ayrı tadilat ile metraj küçültme olanakları üretilerek davalı tarafa sunulduğunu, bu durumun davacının eksik ve hatalı teslimiymiş gibi gösterilerek davanın ret edildiğini, davaya konu faturanın 01.11.2014 tarihinde davalı tarafça defterlerine kaydedildiğini, 08.05.2015 tarihinde ise iade faturası düzenlendiğini, geçen sürenin usulüne uygun olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Katılma yolu ile istinaf yasa yoluna başvuran- davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olması nedeniyle davalı lehine %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, proje danışmanlık hizmetinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 03.10.2014 tarihli, 11.800,00 TL bedelli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılmış, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine, davacı alacaklı tarafından süresinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Yargılama sırasında 4 kişilik bilirkişi heyeti raporlarında özetle; ".. davacı tarafın gerek sözleşmeyle belirlenen, gerekse 2 nolu ... ile yeniden oluşturulan uygulama projesinin teslim tarihlerine uymadığı, teslim ettiği uygulama projelerinde hata ve metraj fazlalıkları bulunduğu, bu bağlamda davacı tarafın sözleşme ve 2 nolu ... uyarınca üstlendiği yükümlülükleri yerine getiremediği, takibe konu faturaya dayanarak alacak talebinde bulunamayacağı.." bildirilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında proje tasarım ve danışmanlık işleri sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda davacı tarafından 03.10.2014 tarihli ... 002 Eylül dönemi (kdv dahil) 11.800,00 TLlik faturanın düzenlendiği, söz konusu faturanın davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davalı tarafından 08.05.2015 tarihli iade faturası düzenlendiği hususları dosya kapsamı ile sabittir.
TTK' nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre; " Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır."
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 05.11.2014 günlü, ..... K sayılı kararında "....Diğer yandan.... sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK md. 23/2). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK'nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK'nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkanı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu'nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın münderecatından söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu'nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK'nın 23/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK'nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını TTK'nın 84. ve 85. madde hükümleri (HMK 222) uyarınca ispatlamış olur...." denilmiştir.
Somut olayda da davalı taraf 6102 sayılı TTK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydettiğinden fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen davacı, faturaya dayalı bu alacağının varlığını TTK'nun 84. ve 85. hükümleri gereğince (HMK 222) ispatlamıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden karar vermek gerekmiştir.
2- Kaldırma nedenine göre davalı vekilinin katılma yolu ile istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... sayılı dava dosyasında verdiği 24.01.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
"1-Davanın kabulüne,
Davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü'nün..... sayılı dosyasında 11.800,00 TL alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin icra takibindeki şartlarla aynen devamına,
Hüküm altına alınan alacağın %20'si oranında hesaplanan 2.360,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 806,05 TL'den peşin olarak yatırılan 142,52 TL'nin düşümü ile kalan 663,53TL'nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 142,52 TL harç, 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 197,00 TL tebligat, 45,50 TL posta, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.483,12 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,"
II-Kararın niteliğine göre davalının istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına
III-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine,
IV-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının iadesine, taraflara avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29.09.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası'nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2021

Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi