Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/6489
Karar No: 2013/8981

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/6489 Esas 2013/8981 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/6489 E.  ,  2013/8981 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Mevkii, 238 ada 161, 178 ve 198 parsel sayılı sırasıyla 1141,94 m², 170,19 m² ve 232,33 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, ..."ın 20 yılı aşkın süreden beri eklemeli zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek davacı ... adına tesbit edilmiş; kontrol mühendisi ... ve tasarruf kontrol memuru ... tarafından sit alanı içinde kaldıkları belirtilerek itirazlı kabul edilip komisyona intikal ettirildiği belirtilerek, kadastro komisyonunca itiraz kabul edilerek 2863 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince zilyetlik yolu ile iktisap edilemeyeceklerinden tesbitlerinin iptali ile Hazine adına tesbitlerine ve beyanlar hanesine sit alanında kalmaktadır belirlemesi yapılarak askı ilânına çıkarılmışlardır.
    Davacı gerçek kişi, taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro komisyonu tesbitinin iptali ve taşınmazların adına tescilleri istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 09.04.2009 gün ve 2009/5327 – 6185 sayılı kararı ile özetle: “.... davacı ...Köyü, 238 ada 161, 178 ve 198 sayılı parsellerin kadastro tesbitinin iptali ve adına tescili istemiyle dava açtığı ve davalı olduğu belirtilerek, tutanak asılları getirtilip dosya arasına konulduğu halde, sadece 238 ada 198 sayılı parselle ilgili keşif yapılıp, bu parselle ilgili bilirkişi raporların alındığı, diğer parseller de keşif yapılmadığı, bu taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilecek yerlerden olup olmadığı, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılmadığı, bu nedenle en eski tarihli hava fotoğrafı, memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun, kullanım durumunun, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu kesin olarak belirlenmeli, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden de yapılmalı, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden rapor alınmalı...” denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın KABULÜNE ve dava konusu 238 ada 161, 178 ve 198 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile davacı gerçek kişi adına tesbit ve tescillerine, taşınmazın 3. derece doğal sit alanında kaldığının 2863 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında seri bazında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde orman kadastro komisyonunca yapılan inceleme ve verilen kararın 30.07.1982 tarihinde ilândan sonra 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun, 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşen orman kadastrosu ile resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sınırı dışında ve orman sayılmayan doğal SİT alanı içindeki yerlerden olduğu anlaşıldığına, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 5663 sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez" hükmüne göre, üzerinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunmaması koşuluyla, doğal sit alanları ile 3. derece arkeolojik sit alanlarında bulunan taşınmazların diğer koşullar da oluştuğu takdirde zilyetlikle kazanılmaları mümkün olduğuna (Emsal kararlar: Yargıtay 7. H.D. 16.10.2008 tarih ve 2008/4766 E. - 4212 K., Y. 8. H.D. 13.05.2008 tarih ve 2008/1563 E. - 2662 K., Y. 8. H.D. 17.07.2008 tarih ve 2008/3418 E. - 3985 K.) ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı şartların oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazların kadastro ekibince yapılan tesbiti kadastro komisyonunca iptal edildiği ve Hazine adına tesbit edilerek ilâna çıkarıldığına göre, mahkemece komisyon kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. satırında yer alan “kadastro tesbit tutanağındaki tesbitin iptali” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “kadastro komisyonu tarafından yapılan tesbitin iptali” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 08/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi