Esas No: 2021/15714
Karar No: 2022/843
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/15714 Esas 2022/843 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan açılan davada, davacı olan firma vekilinin şikayeti üzerine sanık hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verilmediği, fakat marka hakkına tecavüz suçlarında şikayet hakkının münhasıran marka sahibine ait olduğu ve şikayet hakkının yetkili kişiler tarafından kullanılabileceği belirtildi. Dosyada marka sahibi firmanın şikayet hakkını kullanmaya yetkili olduğuna dair belgelerin olmaması nedeniyle davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devam edilerek mahkumiyet kararı verilmesi hatalı bulunarak karar bozuldu. Kanuna aykırılık suçunun 556 sayılı KHK'ya aykırılık olduğu belirtilerek suçun soruşturulması ve kovuşturması şikayete tabi olduğu açıklandı. Vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı belirtilerek, hak sahibi kişilerin avukatları vasıtasıyla da şikayetlerini yapabileceği vurgulandı. Kararda geçen kanun maddeleri: 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 61/A-1 maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 71-83. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı KHK'ya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, ... Ltd. firması vekilinin şikayeti üzerine, sanığa ait işyerinde yapılan aramada üzerlerinde katılan firma adına tescilli markaların bulunduğu taklit ürünlerin satışa arz edilmiş halde ele geçirildiği iddiası ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmışsa da;
Marka hakkına tecavüz suçlarında şikâyet hakkı, münhasıran marka sahibine ait olup, tescilli markanın sahibi olan ve marka korumasından doğan hakları tecavüze uğrayan gerçek veya tüzel kişiler şikâyetçi olabilir.
Diğer bir ifade ile şikâyet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir.
Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir.
Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nun 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince;
Dosya içerisinde mevcut olan ve ... Ltd. şirketinin yetkilisi tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamenin içeriğinde “Bir gümrük davasını ya da diğer davaları takip etme anlaşması vaka bazında mektup, telefaks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” şeklindeki kısıtlamanın bulunması ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2020 tarihli eksikliğin giderilmesi talepli yazısına rağmen, katılan firma vekilinin; sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firma yetkilisi tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği, şikayet tarihinden sonra düzenlenen vekaletnamenin de sonuca etki etmeyeceği anlaşıldığından, marka sahibi firmanın sanık hakkında şikayet tarihi itibarıyla hukuken geçerli bir şikâyetinin bulunmadığı gözetilerek davanın düşürülmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.