20. Hukuk Dairesi 2013/6831 E. , 2013/8980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... dışındaki davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Mevkii, 366 ada 33 parsel sayılı 3193,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro ekibi tarafından çalılık niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Adem Gözütok mirasçıları ve ..."un itirazı üzerine, kadastro komisyonu tarafından yapılan tesbit iptal edilerek taşınmaz (A) ve (B) şeklinde iki kısma ayrılmış; (A) bölümüne 366 ada 85 numarası verilmek suretiyle 1592,05 m² yüzölçümü ve çalılık niteliğiyle Hazine adına, (B) bölümü ise, 366 ada 33 parsel sayısında 1600,97 m² yüzölçümü ve tarla niteliğiyle 1/2 paylı olarak ... ve ölü olduğu belirtilerek ...adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tesbit ve ilan edilmişlerdir.
Davacı Hazine vekili 24.01.2011 havale tarihli dilekçe ile, çekişmeli 366 ada 33 parsel sayılı 1600,97 m² yüzölçümlü taşınmazın, taşlık, çalılık ve makilik vasfıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, emek ve masraf sarfı ile imar ve ihya edilen yerlerden olmadığı, üzerinde tarımsal faaliyet yürütülmediğinden zilyetlik bulunmadığı iddiasıyla 3402 sayılı Kanunun 18/1 maddesi uyarınca kadastro komisyonu tarafından yapılan tesbitin iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında ölü ...mirasçılarına husumet yaygınlaştırılmış, mirasçılardan ..., ..., ... ve... kendisini vekil ile temsil ettirmişler, mirasçı ... ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne; çekişmeli parselin kadastro tesbitinin iptaline ve Hazine adına tapuya tesciline; taşınmazın içerisindeki 80 yaşlarındaki 2 adet keçi boynuzu ağacının davalılara ait olduğundan muhdesat olarak davalılar adına tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, çekişmeli taşınmazın 1. derece doğal sit alanında kaldığının 2863 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh olarak yazılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... dışındaki davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında seri usulde yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi vardır. Daha sonra sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması 1981 yılında yapılıp 13.5.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilan edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiştir. Ayrıca, yörede 1991 yılında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması dava tarihinden önce ilan edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşen orman kadastrosu ile resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sınırı dışında ve orman sayılmayan doğal sit alanı içindeki yerlerden olduğu anlaşıldığına, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 5663 sayılı Kanun ile değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez" hükmüne göre, her ne kadar üzerinde Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca Birinci Grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunmaması koşuluyla, doğal sit alanları ile 3. derece arkeolojik sit alanlarında bulunan taşınmazların diğer koşullar da oluştuğu takdirde zilyetlikle kazanılmaları mümkün ise de, (Emsal kararlar: Yargıtay 7.H.D. 16.10.2008 tarih, 2008/4766 E-4212 K., Y.8.H.D.13.05.2008 tarih, 2008/1563 E-2662 K., Yargıtay 8. H.D. 17.07.2008 tarih, 2008/3418 E-3985 K.) davalı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı aralıksız ve çekişmesiz ekonomik amaca uygun 20 yıla uzanan zilyetlik bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu taşınmazın kadastro ekibince yapılan tesbiti kadastro komisyonunca iptal edildiği ve yüzölçümü azaltılmak suretiyle davalılar adına tesbit edilerek ilana çıkarıldığına göre, mahkemece komisyon kararının iptaline karar verilmesi gerekirken kadastro tesbitinin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. paragrafının 2. satırında yer alan “kadastro tesbit tutanağındaki tesbitin iptali” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “kadastro komisyonu tarafından yapılan tesbitin iptali” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırarna iadesine 08/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.