Esas No: 2022/563
Karar No: 2022/844
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/563 Esas 2022/844 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmete sunmak suçundan şüpheliler hakkında yapılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozuldu. Dosyada yer alan bilirkişi raporunun yetersizliği nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği belirtildi. Kararın dayanakları arasında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160., 170/2. ve 172. maddeleri yer aldı. 160. madde uyarınca Cumhuriyet Savcısı, bir suçun işlendiği izlenimini alır almaz hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalıdır. 170/2. maddesi gereğince toplanan deliller suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğunda iddianame düzenlemelidir. Aksi takdirde 172. madde uyarınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermelidir. Ancak, Cumhuriyet Savcısının soruşturma görevini yerine getirmediği durumlarda, 173/3. madde uyarınca itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği belirtilmektedir.
"İçtihat Metni"
Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üretmek veya hizmete sunmak suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verilen 21/05/2020 tarihli ve 2020/11248 soruşturma, 2020/8264 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliği'nin 17/09/2020 tarihli ve 2020/3848 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 25/10/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08/12/2021 tarihli ve KYB. 2021/133796 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde özetle, şüpheliler hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan soruşturma yürütülüp soruşturma neticesinde müvekkilinin markalarını taşıyan ilaçlara el konulduğunu, şüphelilerden ele geçirilen ürünler sebebiyle şüphelilerin müvekkiline ait marka hakkına iltibas veya iktibas suretiyle tecavüz ettiklerini iddia etmesi üzerine yapılan soruşturma neticesinde, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, alınan bilirkişi raporunda soruşturmaya konu ürünlerin orijinal ürünler olduğunun ve yurt dışı menşeili ürünler olduğunun, hatta bazılarının yurt içinde ruhsata uygun ürünler olduğunun belirtildiği, bu haliyle bahse konu ürünlerin bir kısmının her ne kadar 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçunu oluştursa da ürünlerin orijinal olması sebebiyle müştekinin marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz edilerek mal üretilmediği veya hizmete sunulmadığı, bu sebeple suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 25/04/2017 tarihli ve 2016/13094 Esas, 2017/3661 sayılı ilâmında yer alan, "...dava dosyası kapsamında 5607 sayılı Kanunda unsurlarının yer aldığı kaçakçılık suçlarına dair cezalandırılması için kamu davası açılmış ve devam etmektedir. 556 sayılı KHK'da unsurları yazılı marka hakkına tecavüz suçları ile kaçakçılık suçlarının unsurları birbirinden farklı eylemleri içermekte, adı geçen maddelerde farklı ceza hükümleri öngörülmekte, yargılama usulleri de farklılıklar arz etmektedir..." şeklindeki açıklamalara nazaran, dosya kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dayanağını teşkil eden 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporunun 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçu bakımından düzenlendiği, ilgili raporda ürünlerin ambalaj kağıtlarının kaliteli olması, hologram olması, yazı ve baskıların kaliteli olması nedenleriyle orijinal ürünler olduğu belirtilmiş ise de; yine raporda sevk irsaliyesi ve faturası bulunmayan ilaçların, ürün izlenebilirliğinin olmaması, üretim koşullarında ne gibi işlemlere maruz kaldıkları, sahte olabilecekleri, ilacı oluşturan kimyasalların ürün analizlerle belirlenebileceğinden güvensiz ürün olduğu şeklinde görüş bildirildiği, inceleme konusu dosyada şikayetin marka hakkına tecavüz suçu bakımından yapıldığı ve şüphelilerin eylemlerinin müştekinin tescilli markasına 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında tecavüz teşkil edip etmediğinin tespiti bakımından dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdii edilerek ileri bir inceleme yapılması gerektiği ve sonucuna göre sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna istinaden eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmekle;
... Sulh Ceza Hâkimliği'nin 17/09/2020 tarih ve 2020/3848 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.