Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3311
Karar No: 2019/4220
Karar Tarihi: 17.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/3311 Esas 2019/4220 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/3311 E.  ,  2019/4220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İşgal Tazminatı İhbarnamesinin İptali (Menfi Tesbit)

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın yargı yolu nedeni ile reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı.... Tic. Ve San. A.Ş. vekili, ... Başkanlığı tarafından düzenlenen 06-3561-865-01 sayılı ecrimisil ihbarnamesinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, ecrimisil ihbarnamesinin idare tarafından düzenlenen idari işlem niteliğinde olduğundan idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    27/05/1989 tarihli ve 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun"un 1. maddesinde; “ (Değişik madde: 24/07/2008-5793 S.K./21.mad) Bu Kanun"un amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere; mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmek suretiyle gaip kişilerin malvarlığında Hazine menfaatinin korunması amacı ile mahallin en büyük mülki amirinin kayyım atanacağı düzenlenmiştir.
    27/05/1989 tarihli ve 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun"un 2. maddesinde; “22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. “ denilmek sureti ile mal memurunun kayyım tayin edilmesinde izlenecek usul belirlenmiş ve 4721 sayılı TMK’ye atıf yapılmıştır.
    16/05/2009 tarihli ve 27230 Sayılı Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin 1. fıkrasında; “Taşınır ve taşınmazlarla haklar, öncelikle kira verilmek suretiyle yönetilir. Kira sözleşmelerinin süresi, kayyımlıkla yönetim süresi dikkate alınarak belirlenir. Ancak, bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması vesayet makamının iznine tabidir. Kiralama işlemleri, işgale uğrayan taşınmazların tahliyesi ve işgal nedeniyle talep edilecek kullanım bedellerinin takip ve tahsili ile diğer konulara ilişkin işlemler, kendisine kayyım atanan kişinin hak ve menfaatleri gözetilerek kayyımca yürütülür.” denilmek sureti ile tayin edilen mal memurunun kayyım sıfatı ile yapacağı kira sözleşmelerinde vesayet makamından izin alması gerektiği düzenlenmiştir.
    Aynı Yönetmeliğin 10.maddesinin 1. fıkrasındaki; “Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı ile olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işlerinin yapılması vesayet makamının iznine tabidir.” şeklindeki düzenleme ile malvarlığı üzerinde kayyım atanan mal memurunun yapacağı tasarrufi nitelikte işlemlerin de vesayet makamının iznine tabi olacağı düzenlenmiştir.
    Yine Yönetmeliğin 14.maddesinin 2. fıkrasında; “Her takvim yılı sonu itibarıyla, kişi hesapları ile ilgili yapılan işlemler, elde edilen gelirler, yapılan harcamalar ve malvarlığı değerleri hakkında düzenlenen faaliyet raporunun birer örneği, izleyen yılın mart ayı sonuna kadar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre vesayet makamına ve Bakanlığa gönderilir.” denilmek sureti ile mal memurunca izin alınmaksızın yapılan işlemlerin de faaliyet raporu haline getirilerek vesayet makamının denetimine sunulacağı düzenlenmiştir.
    Son olarak adı geçen Yönetmeliğin 24. maddesindeki; “ Kayyımlık işlemleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince vesayet dairelerinin denetimine tabidir. Ayrıca, kayyımlık işlem ve hesapları Bakanlıkça gerektiğinde denetletilebilir.” şeklindeki düzenleme ile mal memurunun işlemlerinin denetiminin vesayet makamının denetimine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 397. maddesinde; “Kamu vesayeti, vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir.” denilmek sureti ile adli yargı mahkemelerini vesayet ve denetim makamı olarak belirlemiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 403. maddesindeki; “Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür./Kayyım, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanır./Bu Kanunun vasi hakkındaki hükümleri, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım hakkında da uygulanır.” şeklindeki düzenleme ile vasi hakkındaki hükümlerin kanunda aksine hüküm bulunmadığı durumlarda kayyımlar için de geçerli olacağının düzenlendiği görülmektedir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 461. maddesinde ise; “ Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi ve her ilgili, vasinin eylem ve işlemlerine karşı vesayet makamına şikayette bulunabilir./Vesayet makamının kararlarına karşı tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edilebilir.” denilmek sureti ile vasinin (403. maddedeki atıf nedeni ile aynı zamanda kayyımın) işlem ve eylemlerine karşı vesayet makamı olarak sulh hukuk mahkemesine şikayet ya da itiraz yolu ile başvurulabileceği düzenlenmiştir. Vesayet makamının kararına karşı da denetim makamı olarak asliye hukuk mahkemesine başvurulabileceği düzenlenmiştir.
    Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı ... Defterdarının, İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.03.2012 tarihli ve 2011/464 Esas, 2012/395 Karar sayılı dosyası ile 3561 Sayılı Kanun gereğince dava konusu 387 ada 70 parsel sayılı taşınmazın 322/12800 hissesinin (161/12800 hissede malik Konstantin kızı Mariya Kanavarioti adına, 161/12800 hissede de Andon oğlu Konstantin Dimtrotoplos adına) yönetimi için kayyım olarak tayin edildiği, dava konusu taşınmazdaki diğer hissedarlar tarafından taşınmazın Damas Gayrimenkul Yatırım Dış Tic. A.Ş"ne kiraya verildiği, davacının da alt kiracı olduğu, alt kira sözleşmesinin 01.04.2011 tarihinde sona erdiği, kira döneminin sona erdiği tarihten itibaren haksız kullanım bedellerinin tahsili için 06-3561-865-01 sayılı ecrimisil ihbarnamesinin hazırlanarak davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır.
    O halde, yukarda açıklanan yasal düzenlemeler gözönünde bulundurulduğunda, ... Başkanlığı tarafından düzenlenen söz konusu işlemin (06-3561-865-01 sayılı ecrimisil ihbarnamesinin) 3561 sayılı Kanun ve 27230 Sayılı Yönetmelik’de yapılan atıflar gereğince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabi olduğu ve bu niteliği itibariyle kayyımın ihbarname çıkarmasının idari işlem niteliğinde olmadığı, davanın bu haliyle davacının ecrimisil ihbarnamesine konu edilen ecrimisil alacağından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, adli yargı yerince çözüme kavuşturulması gerekir (Uyuşmazlık Mahkemesi, Hukuk Bölümü, 11.11.2013 tarihli ve 2013/1340 Esas, 2013/1572 K. sayılı kararı).
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi