Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/2633
Karar No: 2017/1074
Karar Tarihi: 07.06.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/2633 Esas 2017/1074 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/2633 E.  ,  2017/1074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 4. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.12.2013 gün ve 2013/203 E. 2013/93 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 30.10.2014 gün ve 2014/2554 E. 2014/21523 K. sayılı kararı ile;
    (…Davaya konu uyuşmazlık, 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmaya tabi Kurum alacağına ilişkindir.
    11.09.2014 tarihli ve 29116 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngörülen istisnaları haricinde aynı tarih itibariyle yürürlüğe giren İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60. maddesinin 1, 2, 3, 9 ve 19. fıkralarında; “(1)2014 yılı Nisan ve önceki aylara ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
    a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
    b) Bu maddeye göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
    c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
    ç) 30/4/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarihten önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi,
    d) Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanların genel sağlık sigortası primi,
    e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin borç, asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
    (2)30/4/2014 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
    (3) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
    a) Bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular yedi ay içinde, diğer bentlerde belirtilen borçlular ise üç ay içinde Kuruma başvuruda bulunmaları,
    b) İlk taksiti bu maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ay başından itibaren; birinci fıkranın (d) bendinde belirtilen borçlular sekiz ay içinde, diğer bentlerde belirtilenler ise dört ay içinde, diğer taksitlerini ise ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri, gerekir.
    ....
    (9) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
    (19) Bakanlar Kurulu, bu maddede öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini, bu maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen borçlular yönünden altı aya kadar, diğer borçlular yönünden ise bir aya kadar uzatmaya yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yapılandırma hükümlerinden yararlanabilmek için açıklanan yasal düzenlemede belirtilen genel sağlık sigortası primi haricindeki alacaklar bakımından 31.12.2014, genel sağlık sigortası primi alacakları yönünden ise 30.04.2015 tarihine kadar Kuruma başvuruda bulunulması gerekmektedir.
    Ayrıca, anılan maddenin 9. fıkrası hükmüne göre de, yapılandırma hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren yasal düzenleme gereği, davaya konu borcun yapılandırma kapsamında bulunduğu gözetilmeli, bu çerçevede 6552 sayılı Kanunun tanıdığı alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanılmadığı incelenmeli, yapılandırma başvuru süresinin bitiş tarihleri ile Geçici 60. maddenin 9. fıkrasının “Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.” hükmü de göz önünde bulundurularak, yapılacak değerlendirmeye göre bir karar verilmelidir.
    Bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacının 6111 sayılı Kanundan yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine yönelik açmış olduğu dava devam ederken 6111 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla Kuruma başvurduğunu, Kurumca talebinin reddedildiğini, daha sonra müvekkilinin sigortalılığının tespitine yönelik davanın Mahkemece kabul edildiğini ve Yargıtay 10. Hukuk Dairesince onama kararı verildiğini, tespit kararın kesinleşmesinden sonra 6111 sayılı Kanundan faydalanmak amacıyla Kuruma tekrar başvurduğunu, ancak Kurumca talebin yeniden reddedildiğini, Kurumun redde dair işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili davacının 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yapılandırmaya konu borcunun olmadığı, mahkeme kararıyla tespit edildiğini, davanın davacının sorumluluğunu yerine getirmemesinden kaynaklandığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece Kurumun ürün bedellerinden prim tahsilatı yapmasına rağmen sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesinin sonuçlarının davacıya yüklenemeyeceği, davacının 6111 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra kanundan faydalanmak üzere Kuruma başvuruda bulunduğu o an için yargılama devam ettiğinden kanundan yararlandırılamadığı, davacının hizmetlerinin tespitine ilişkin mahkeme kararı kesinleştikten sonra davalı Kuruma yapılan başvurunun da süre geçtiği için kabul edilmediği, davacının 6111 sayılı Kanunun sigorta prim ve faizleri ile ilgili lehe hükümlerinden faydalanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece davanın ilk yargılaması neticesinde verilen kararla davacının yapılandırma yasasından faydalandırılmasına karar verildiği, davacının karar kesinleşene kadar her zaman davadan feragat edebileceği, feragat olmadan bu ihtimalin araştırılması için karardan sonra yürürlüğe giren Kanun sebebiyle kararın bozulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacı tarafından 6552 sayılı Kanun kapsamında alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanılmadığının incelenmesine yer olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dava konusu uyuşmazlığın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanun ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’dur.  
    2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları açıklanmıştır.
    Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar; kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca resen yapılması gerektiği belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T. Şeker Fabrikaları A.Ş. ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    Diğer yandan 2926 sayılı Kanunun 36. maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür.
    Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin prim borçlarının 36. madde kapsamında ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde, kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle sigortalı olarak kayıt ve tescil konusundaki iradenin ortaya koyulduğunun kabulü ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığının prim tevkifatını takip eden aybaşından itibaren başlatılması zorunludur.
    Öte yandan, Kurumun iş bu prim ödemesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine de aykırılık teşkil etmektedir.
    Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, kanunun kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerekir.
    Diğer taraftan, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile sosyal güvenlik kaynaklı borçların yapılandırılması amacıyla yeni bir düzenlemeye gidilmiştir.
    6111 sayılı Kanunun 12. maddesine göre 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer"i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
    Yapılandırmaya ilişkin 6111 sayılı Kanunun 14. maddesinin ikinci fıkrasında ise yapılandırmadan yararlanmak isteyen borçluların, dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartının aranacağı belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacı tarafından tarım Bağ-kur sigortalılığının tespiti amacıyla 25.03.2011 tarihinde Samsun 3. İş Mahkemesi’nde dava açıldığı, dava devam ederken 01.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla Kuruma başvurduğu, ancak Kurum tarafından talebin reddedildiği, daha sonra Mahkemece davacının 01/05/1995 tarihinden 31/12/2005 tarihine kadar 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki bilgiler ışığında, yapılan değerlendirmede, öncelikle belirtilmelidir ki davacının teslim ettiği ürün bedellerinden Kurum tarafından prim kesintisi yapılmasına rağmen resen kayıt ve tescili yapılmamış, Kurum kanunun kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırı davranmıştır. Öte yandan Samsun 3. İş Mahkemesince davacının 01/05/1995 tarihinden 31/12/2005 tarihine kadar tarım Bağ-kur sigortalısı olduğu tespit edilmiş olup bu yıllara ait ortaya çıkan prim borcunun 2010 yılı Kasım ayı öncesine ait olduğu ve davacı tarafından süresi içerisinde 6111 sayılı Kanundan yararlanmak amacıyla Kuruma başvuru yapıldığı açıktır. Her ne kadar 6111 sayılı Kanunun 14. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açılmış davalardan vazgeçme ve kanun yollarına başvurmama şartı aranmakta ise de Kurumun kanunun kendisine yüklediği mükellefiyete aykırı olarak davacıyı resen kayıt ve tescil etmemesinin olumsuz sonuçları davacıya yüklenemez. Bu nedenle davacı 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmalıdır.
    Sonuç itibariyle, davacının 6111 sayılı kanundan yararlandırılması gerekirken, 11.09.2014 tarihli ve 29116 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, daha sonra yürürlüğe giren İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 sayılı Kanun uyarınca davaya konu borcun yapılandırma kapsamında kaldığının gözetilmesine, bu çerçevede 6552 sayılı Kanunun tanıdığı alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanılmadığının incelenmesine yer yoktur.
    O halde, Yerel Mahkemenin davacının sigortalılık sürelerine ilişkin prim borçları ile ilgili 6111 Sayılı Kanunun prim borçları ve faizlerine ilişkin lehe hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine yönelik direnmesi yerindedir.
    Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.
    SONUÇ: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.

    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi