17. Hukuk Dairesi 2013/18924 E. , 2015/4895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı ..."ın işleteni olduğu aracın arızalanması nedeni ile diğer davalılar tarafından çekilmesi sırasında meydana gelen kazada aracın geçerli bir trafik sigortasının bulunmaması nedeni ile yaralanan hak sahiplerine ödenen 47.718,94 TL bedelin rücu amacıyla başlatılan takibe davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, aracın satılması nedeni ile işletenlik sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar vekili, alacağın likit olmadığını, kusur ve maluliyet durumunun belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davalı ..."ın .... İcra Müdürlüğünün 2009/7178 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, dava konusu alacağın likit olmadığı anlaşılmakla inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatının rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece kusur ve maluliyet konusunda ayrı bir inceleme yapılmamış, aktüer bilirkişisi ise kaza tespit tutanağındaki asli tali kusur ayrımına göre %25 kusur oranı belirleyerek hesaplama yapmıştır.
6100 Sayılı HMK.’nun 266. (1086 Sayılı HUMK.’nun 275.) ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusurun tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli kusur raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uzman olmayan avukattan alınan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
3 -“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkemece yukarıdaki yönteme göre, kazada yaralanan, tazminata konu kişinin tüm tıbbı evrak ve belgeleri temin edilerek yukarıdaki yönteme göre maluliyet oranının belirlenmesi ve davacı ...nın ödeme tarihindeki verileri dikkate alınırak rücu edebileceği miktarın tespiti için aktüer incelemesi yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.