Esas No: 2013/4230
Karar No: 2013/8951
Karar Tarihi: 08.10.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4230 Esas 2013/8951 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 121 ada 17 ve 121 ada 18 parsel sayılı 713.777,68 m² ve 274.725,43 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, senetsiz ve belgesiz olarak ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edilmişlerdir. Davacı ...’ın 11.11.1997 tarihinde 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle kadastro mahkemesinde açtığı dava, H.U.M.K.’nun 91. ve devamı maddeleri uyarınca feragat nedeniyle reddedilmiş ve kararın 27.04.2001 tarihinde kesinleşmesiyle taşınmaz ham toprak niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Davacılar ...’ın 121 ada 18 parsel sayılı taşınmazın değişik bölümleri hakkında kadastro mahkemesinde açtıkları dava sonucunda, mahkemece, hükme dayanak yapılan fen bilirkişi raporunda taşınmazın (B) ile işaretlenen 6.268,39 m² yüzölçümlü bölümünün ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine, 20. Hukuk Dairesince onanarak 25.06.2003 tarihinde kesinleşmiştir.
Kadastro mahkemesinde çekişmeli taşınmazlar hakkında yukarda özetlenen davalar devam ederken, davacı ...; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak genel arazi kadastrosu sırasında adına tespit edilen 121 ada 11 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı, eksikliğin 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığı iddiasıyla 19.01.1998 tarihinde, asliye hukuk mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açmış, mahkemece verilen kararın temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesince; “çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde derdest dava bulunduğundan görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacı ...; irsen intikal, paylaşım ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün adına tescili istemiyle 17.03.1998 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde dava açmış, mahkemece, H.U.M.K.’nun 8. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, asliye hukuk mahkemesi de çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde dava bulunduğundan davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Davacı ...; irsen intikal, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün adına tapuya tescili istemiyle 24.12.1997 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açmış, mahkemece çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde derdest dava bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacılar ...; irsen intikal, paylaşım, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 1937 tarih 317 yazım numaralı vergi kaydına tutunarak 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün adlarına tescili istemiyle 21.10.1997 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açmışlar, mahkemece, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde dava bulunduğundan davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacı ...; 19.01.1998 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak adına tespit edilen 121 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı eksikliğin 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığı iddiasıyla, 21.10.1997 tarihinde de irsen intikal, paylaşım, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 1937 tarih 339 yazım numaralı vergi kaydına tutunarak 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların bir başka bölümünün adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesinde iki ayrı dava açmış, mahkemece; çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro mahkemesinde dava bulunduğundan, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacı ...; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 24.05.1996 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde Medeni Kanunun 639. (yeni 713.) maddesi hükmü uyarınca tescil davası açmış, mahkemece verilen kararın temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesince, “Kadastro Müdürlüğünce çekişmeli taşınmazların 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların içinde kaldığının bildirildiği, bu taşınmazlar hakkında da kadastro mahkemesinde derdest dava bulunduğundan davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olacağından taşınmaz başında keşif yapılarak dava edilen yerlerin 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığının belirlenmesi halinde görevsizlik kararı verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan keşif ve uygulama sonucunda dava edilen yerlerin 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar içinde kaldığı belirlenerek görevsizlik kararı verilmiştir. Çekişmeli taşınmazlar hakkındaki yukarda özeti yapılan tüm dava dosyaları hukukî irtibat sebebiyle H.U.M.K.’nun 45. maddesi uyarınca birleştirilerek yargılamaya eldeki dava dosyası üzerinden kadastro mahkemesinde devam edilmiştir. Kadastro mahkemesince, 121 ada 18 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 30.03.2004 ve 11.10.2004 tarihli ek raporlarda (A), (B), (E), (F), (J), (K), (M), (N), (S), (Ş), (U), (V), (Y) ve (A1) ile işaretlenen bölümlerinin ... Nehri Barajı maksimum su kotu altında kaldığı ve ... Bölge Müdürlüğünce kamulaştırıldığı gerekçesiyle 3402 sayılı Kanunun 16/C maddesi uyarınca tesbit dışı bırakılmasına, davacıların bu yerler hakkında hukuk mahkemelerinde dava açmakta muhtariyetlerine, 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 30.03.2004 ve 11.10.2004 tarihli ek raporlarda (C) ile işaretlenen 694,39 m² yüzölçümlü kesiminin taşlık niteliği ile Hazine, (D) ile işaretlenen 8.086,06 m² yüzölçümlü bölümünün ..., (H) ve (Ü) ile işaretlenen 15.665,22 m² – 5.202,08 m² yüzölçümlü kesimlerinin ..., (L) ile işaretlenen 455,63 m² yüzölçümlü bölümünün Ali ve Şevket Özbek, (O) ve (T) ile işaretlenen 1.866,42 m² - 11.406,90 m² yüzölçümlü kesimlerinin ..., (Z) ile işaretlenen 9.572,10 m² yüzölçümlü bölümünün ..., (B1) ile işaretlenen 1.911,83 m² yüzölçümlü kesiminin ... adlarına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalılar Orman Yönetimi, Hazine ve ... Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.02.2006 gün ve 2005/12176 E.- 2006/875 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece yapılan araştırma, uygulama ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak alınan uzman orman bilirkişi raporlarında çekişmeli yerlerin durumu memleket haritasında incelenmekle birlikte haritanın orijinal renkli (elle boyanmıştır) olmadığı ve kenarındaki lejant işaretleri taşımadığı gibi memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri denkleştirilerek birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli yerlerin konumu gösterilmemiştir. Bu durumda, karara dayanak alınan uzman orman bilirkişi raporları çekişmeli yerlerin öncesinin orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Hâkimin bilirkişi raporlarını denetleme yükümlülüğü vardır. Bundan ayrı; davacı gerçek kişiler tarafından yaptırılan delil tespiti dosyalarındaki fen ve ziraat raporları ile mahkemece yapılan keşif sonucu alınan fen ve ziraat raporları birbirleriyle çelişkilidirler (örneğin; ...’in dava ettiği (Ü) ile işaretlenen yere karşılık gelen ve delil tespiti dosyasındaki fen raporunda (C) ile işaretlenen 5.202 m² yüzölçümlü yerin tarım yapılamayacak kadar taşlık ve kayalık olduğu (U) ile işaretlenen yere karşılık gelen tespit dosyasında (A) ve (B) ile işaretlenen yerlerin bağlık arazi olduğu açıklanmakla birlikte asliye hukuk mahkemesinde yapılan 1. keşifte (U) ve (Ü) ile işaretlenen yerlerin sular altında kaldığı belirtilmiş, 2. keşifte ise, (U) ile işaretlenen yerin sular altında kaldığı, (Ü) ile işaretlenen yerin ise
-3-
2013/4230 - 8951
tarım arazisi olduğu açıklanmıştır.) Bu durumda; çekişmeli yerlerin tarıma elverişli olup olmadıkları, sular altında kalıp kalmadıkları yönünde duraksama olmuştur. Diğer taraftan, 121 ada 17 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliği ile Hazine adına tesbit edildiği böylelikle kadastro tesbit tutanağının içeriği ile taşınmaz başında yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımları arasında çelişki oluştuğu halde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/1. maddesi uyarınca kadastro tespit bilirkişileri re"sen tanık sıfatıyla keşifte dinlenerek çelişki giderilmemiş, çekişmeli taşınmaza komşu olan parsellerin kadastro tesbit tutanakları ve varsa dayanak belgeleri dosya arasına getirtilmemiş, komşu parsel denetimi yapılmamış, bir kısım davacı gerçek kişiler ve eklemeli zilyetleri hakkında aynı çalışma alanında senetsiz ve belgesizden taşınmaz mal tesbit ve tescil edilip edilmediği yönünde tapu, kadastro ve hukuk yazı işleri müdürlüklerinden sorulmamıştır. Öte yandan, kadastro hâkimleri infaza elverişli doğru sicil oluşturmakla görevli ve yetkili oldukları halde, infazda duraksama yaratacak şekilde 121 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların gerçek kişiler tarafından dava edilmeyen bölümleri hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru değildir.
Mahkemece; komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgeleri, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli, davacılar ... ve ...’in tutundukları 1937 tarih 329 ve 317 yazım numaralı vergi kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmedikleri (uygulanıp uygulanmadıkları) tapu ve kadastro müdürlüklerinden sorulup, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, üç orman mühendisi, ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli yerlerin ve komşu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildikleri belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumları saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğu, diğer fıkraları da 3.3.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırıldığından bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, toprak yapıları, bitki örtüleri ve çevresi incelenmeli; eğim durumları belirlenmeli, temyize konu yerlerin üzerindeki bitki örtüsü, taşlılık oranı, ağaçların cinsi, sayısı, yaşı ile kapalılık oranı belirlenmeli; fen ve orman bilirkişileri tarafından çekişmeli yerlerin ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre konumları saptanmalı; memleket haritasında davalı yerlerin ve komşu taşınmazların tümünün bulunduğu yer belirlenerek, orijinal renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra her iki harita çekişmeli taşınmazları ve komşularını da gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli taşınmazları ve komşu taşınmazları bir arada gösterir şekilde bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, orman ve fen bilirkişilerin onayını taşıyan çekişmeye konu yerleri ve komşu parselleri bir arada gösteren kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, davalı yerleri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, mahkemece çekişmeli yerler gözlenmeli, sular altında kalıp kalmadıkları, üzerlerinde orman ağaçlarının bulunup bulunmadığı, taşlık kayalık niteliğinde olup olmadıkları, keşif tutanağına yazılmalı, çekişmeli yerlerin 4 taraftan renkli fotoğrafı çektirilip dosya arasına konulmalıdır.
Açıklanan konular gözönünde bulundurularak temyize konu yerlerin çevresindeki taşınmazların niteliğine göre, taşınmazın etrafı ormanla çevrili ise mülkiyet belgesi, tapu kaydı olmadığı takdirde bu tür yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddesine aykırılık teşkil ettiği zilyetliğe konu olamayacağı düşünülmeli, bütün bu konuları kapsayacak, duraksamaya yer vermeyen ortak imzalı rapor ve kroki alınıp çekişmeli yerlerin orman sayılan yerlerden olup, olmadığı kesin biçimde saptanmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, temyize konu yerlerin orman sayılan yerlerden olmadığı ve sular altında kalmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik ve imar ihya yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, uzman bilirkişi olarak
-4-
2013/4230 - 8951
ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, temyize konu yerlerin zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ve kadastro tespit bilirkişileri 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi uyarınca re’sen tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı gerçek kişilerin kadastro tesbit tarihine kadar bağımsız 20 yıl zilyetliklerinin bulunmaması halinde eklemeli zilyetler yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, temyize konu yerlerin 3083 sayılı Kanun uyarınca sulu veya kuru arazi olup olmadığı, ... Bölge Müdürlüğünden sorulup, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, davacılar ...’in (E), (F), (G) ve (H) ile işaretlenen yerler için tutunduğu 329 yazım numaralı vergi kaydı ile davacı Ali ve Şevket Özbek’in (J), (K) ve (L) ile işaretlenen yerler için tutunduğu 1937 tarih 317 yazım numaralı vergi kaydı taşınmaz başında yapılan keşifte tanık ve yerel bilirkişi anlatımı ve fen bilirkişi yardımı ile 3402 sayılı Kanunun 20. maddesine göre zemine uygulanmalı, fen bilirkişiden keşfi ve vergi kayıtları uygulamasını izlemeye elverişli rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre infaza elverişli doğru sicil oluşturacak şekilde hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacıların davasının kısmen kabulü ile
I) ... İlçesi, ... Köyü 121 ada 18 parsel:
Dava konusu ... İlçesi, ... Köyü 121 ada 18 parsel sayılı taşınmaz içersinde kalan ve fen bilirkişisinin 24.11.2008 havale tarihli raporunda (A), (B), (E), (F), (J), (K), (M), (N), (S), (Ş), (U), (V), (Y), (A1) ve (X1) harfleri ile krokisinde gösterdiği taşınmazlar ile 121 ada 18 parselin dava edilmeyen kısımlarının ... Barajı kamulaştırma su kotu içersinde kaldığından Kadastro Kanunun 16/C maddesi uyarınca tesbit dışı bırakılmasına,
II) ... İlçesi, ... Köyü 121 ada 17 parsel:
1) Davacı ... tarafından açılan dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişisinin 24.11.2008 havale tarihli raporunda (D) harfi ile gösterdiği 8.086,06 m²’sinin Hazine adına yapılan tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
2) Davacı ... tarafından açılan dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişisinin 24.11.2008 havale tarihli raporunda (H) harfi ile gösterdiği 13.092,35 m²’sinin Hazine adına yapılan tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
3) Dava konusu 121 ada 17 parsel içerisinde kalan ve ...’in dava konusu ettiği fen bilirkişisinin 03.03.2009 havale tarihli raporunda (Ü2) ile gösterilen 2.081,08 m²’lik kısım bakımından davasının reddine, bu kısmın tespit gibi tesciline,
4) Davacı ... tarafından açılan dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişisinin 24.11.2008 havale tarihli raporunda (O) harfi ile gösterdiği 1.866,42 m² taşınmaz ile fen bilirkişisinin 23.02.2009 havale tarihli raporunda (T2) harfi ile gösterdiği 6.844,90 m²’sinin Hazine adına yapılan tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
5) Davacı ... tarafından açılan dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişisinin 03.03.2009 havale tarihli raporunda (Z2) ile gösterilen 5.265,10 m² kısım bakımından davasının reddine, bu kısmın tesbit gibi tesciline,
6) Dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişisinin 24.11.2008 havale tarihli raporunda (C), (L), (G), (T1), (Ü1), (B1), (Z1) ve (X2) harfleri ile gösterdiği kısımların yapılan tespitinin iptali orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
7) ... İlçesi, ... Köyü 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazda dava edilmeyen kısımların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile Orman Yönetimi, Hazine ve D.S.İ. vekili tarafından temyiz edilmekle;
-5-
2013/4230 - 8951
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.10.2010 gün ve 2010/11024 E. -13072 K. sayılı kararında özetle: "1) 03/04/2009 günlü kararın II/3 nolu bendinde davacı ... adına tescil edilen 24/11/2008 havale tarihli raporda (O) ile gösterilen 1866.42 m² bölümün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve adına tescil kararı verilen ... yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik koşulları oluştuğundan bu bölüme ilişkin Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
2) 03/04/2009 günlü kararın hüküm bölümünün 1 nolu bendinde;121 ada 18 nolu parselin fen bilirkişilerinin 24/11/2008 havale tarihli raporlarında (A), (B), (E), (F), (J), (K), (M), (N), (S), (Ş), (U), (V), (Y), (A1) ve (X1) harfleriyle işaretli bölümleriyle, 121 ada 18 nolu parselin dava edilmeyen bölümlerinin ... Barajı kamulaştırma sahasında su altında kaldığı ve kadastronun konusu kalmadığı anlaşıldığından, 3402 sayılı Kanunun 16/c maddesi gereğince tesbit dışı bırakılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu bölümlere ilişkin tarafların tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
3) Kararın hüküm bölümünün II/2 nolu bendinde 121/17 sayılı parselin (Ü2) işaretli 2081.08 m² bölümü üzerinde Hüseyin Öncel"in dava ettiği ve kararın II/4 nolu bendinde yazılı 121 ada 17 nolu parselin fen bilirkişinin 03/03/2009 havale tarihli rapor ve krokisinde (Z2) ile gösterilen 5265.10 m² bölümlerinin taşlık, kayalık olup, ..."in yararına kazandırıcı zamanaşımı oluşmadığından bu bölümlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
4) Aynı kararın hüküm bölümünün II/5 nolu bendinde yazılı 121 ada 17 nolu parselin fen bilirkişinin 24/11/2008 havale tarihli raporunda (C), (L), (G), (T1), (U1), (B1), (Z1) ve (X2) bölümlerinin eski tarihli hava fotoğraflarında orman niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu bölümlerinin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ve 121 ada 17 sayılı parselin dava edilmeyen bölümlerinin de tesbit gibi tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, bu bölümlere ilişkin tarafların tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
5) Kararın II/1 nolu bendinde ... adına tescile karar verilen 121 ada 17 sayılı parselin (D) ile gösterilen 8.086.06 m2 ve yine aynı kararın II/2-A nolu bendinde ... adına tescile karar verilen (H) ile işaretli 13.092.35 m2 ve II/3 nolu bendde ... adına tescile karar verilen 23/02/2009 havale tarihli raporda (T2) ile gösterilen 6.844.90 m² bölümleri yönünden Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; (D) ile işaretli bölümünün ..., (H) ile işaretli bölümün ..., (T2) ile işaretli bölümün ... adına tescile karar verilmişse de Dairenin iade kararı üzerine orman bilirkişiler tarafından bu bölümlerin bir kısmının orman alanında kaldığı belirlenmiş, ancak, bu bölümlerin yüzölçümleri hesaplanmamıştır. Fen bilirkişilerden yüzölçümleri hesaplanarak infaza elverişli kroki istenmiş, fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen 28/02/2010 tarihli raporda belirlenen orman alanları ile orman bilirkişileri Mehmet Aslan ve arkadaşları tarafından düzenlenen 02/11/2009 tarihli ek rapordaki yeşil alanların birbirine uyumlu olmadığı görülmüştür.
O halde, mahkemece dava dosyasının 01/12/2009 tarihli raporu düzenleyen ... ve arkadaşları ile 28/02/2010 tarihli raporu düzenleyen fen bilirkişisi ... ve arkadaşlarına birlikte verilerek memleket haritasında (D), (H) ve (T2) harfleriyle gösterilen bölümlerin kaç m² kısımlarının yeşil renkli orman alanında kaldığı, kaç m²"lik bölümlerinin orman sayılmayan alanda kaldığı hesaplanmak üzere kendilerinden birlikte ek rapor alınarak, orman sayılan bölümlerin orman olarak Hazine adına, orman sayılmayan bölümlerinde şimdi olduğu gibi kararda yazılı davacı adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 28/07/2010 tarihli raporlarında (Db) harfi ile gösterilen 3.475,59 m² kısmın Hazine adına yapılan tesbitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, raporda (Da) harfi ile gösterilen 4.610,47 m² kısmın tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 28/07/2010 tarihli raporlarında (Hb) harfi ile gösterilen 11.703,23 m² kısmın Hazine adına yapılan tesbitinin iptali ile davacı ... adına
-6-
2013/4230 - 8951
tapuya kayıt ve tesciline, raporda (Ha) harfi ile gösterilen 1.389,12 m² kısmın tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 121 ada 17 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 28/07/2010 tarihli raporlarında (Tb) harfi ile gösterilen 2.766,27 m² kısmın Hazine adına yapılan tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, raporda (Ta) harfi ile gösterilen 8.640,63 m² kısmın tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 08/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.