Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3740
Karar No: 2013/5584
Karar Tarihi: 10.04.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/3740 Esas 2013/5584 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/3740 E.  ,  2013/5584 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.09.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ... vekili, davalı ... ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, 407, 482, 484, 485, 488, 479, 1200, 1203,1204, 1207 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.07.2010 tarihli 2010/5149-8960 sayılı bozma ilamında özetle ""Davacı taşınmazların aynen bölünmesi, mümkün değilse satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiş, 21.3.2008 tarihli oturumda ise satış taleplerinin olmadığını, satış taleplerini ... bıraktıklarını bildirmiştir. Mahkemece oturuma katılan davalı ...’ndan ve yargılamanın aşamalarında diğer davalılardan bu beyana karşı diyecekleri sorulmamıştır. Paydaşlığın giderilmesi davalarının niteliği ve çift taraflı olma özelliğinden ötürü davalıların da satış talep etme hakları olduğu gibi, HMUK’nun 185/1 maddesi hükmü gereği davacı, davalının rızası olmadan davasını geri alamaz. ... bırakma HMUK’da düzenlenmiş bir kurum olmayıp davacının bu beyanı ve iradesi davayı geri alma amacına yöneliktir. Bu durumda mahkemece bilirkişi raporuna göre dava konusu edilen taşınmazların aynen bölünmelerinin mümkün olmadığı da göz önünde tutularak davacının satış taleplerini ... bırakması beyanına karşı davalılardan diyeceklerinin sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..."" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili, ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında usuli kazanılmış hak kuralına değinilmiştir. Anılan içtihadı birleştirme kararında tarif edildiği üzere mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur. Buna da usul hukukunda “usuli müktesep hak” denilmektedir. Mahkeme uyduğu bozma kararına uygun olarak karar vermek zorunda olduğu gibi Yargıtay Dairesi de kural olarak bozma kararı ile benimsemiş olduğu ilke ile bağlıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar bozma ilamından sonra davacı vekili 21.03.2008 tarihli tutanakta imzası olmadığından, tutanakta yazılı olan bu beyana değer verilemeyeceğini bu nedenle satış suretiyle ortaklığın giderilmesi gerektiğini savunmuş ise de; davacı vekilinin tutanağa geçen beyana karşı 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamı öncesi herhangi bir itirazda bulunmaması ve 6. Hukuk Dairesinin bu beyanı esas alarak 11.12.2009 tarihli mahkeme kararını bozması ve mahkemenin bozmaya uyması nedeniyle davacının bu beyanından dönmesi sonuca etkili değildir.
    Mahkemece, bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi için alınan beyanlarında davalıların satış suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmediklerini belirtmeleri üzerine artık lehlerine usuli kazanılmış hak doğmuş olduğundan, mahkemece dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesi mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken hükmüne uyulan 6. Hukuk Dairesinin bozma kararına rağmen ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi doğru değildir.
    Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 10.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi