Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5077
Karar No: 2021/7640
Karar Tarihi: 03.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5077 Esas 2021/7640 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/5077 E.  ,  2021/7640 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul 36. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince ve fer’i müdahil Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince; HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili ve feri müdahil Sosyal Güvenlik Kurumu vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı bünyesinde 09.03.1993 ile 25.02.1998 tarihleri arasında çalıştığını belirterek bu çalışmalarının tespitini istemiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı ... San A.Ş. vekili, öncelikle hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, Libya ile ülkemiz arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunduğunu ve davacının Libya"da geçen bütün çalışmalarının diğer davalı Kuruma bildirildiğini, eksik bildirim yapıldığı yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Feri Müdahil SGK vekili ;Kurum kayıtlarında davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde davalı şirkete ait işyerinden bildirilmiş herhangi bir sigortalı çalışmasının bulunmadığını belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, davanın kabulü ile; Davanın kabulü ile,
    Davacı ...( TC ...) "nun 09/08/1993-25/02/1998 tarihleri arasında davalı şirketin Libya"da bulunan 3 sicil nolu ve 9901 ünite kodlu işyerinde kesintisiz olarak çalıştığının tespiti ile, davalı şirketin Libya"da bulunan 3 sicil nolu ve 9901 ünite kodlu işyerinden kuruma bildirilenler dışında;09/08/1993-30/09/1993 tarihleri arasında 52 gün ve günlük 0,08 TL kazançla,01/10/1993-31/12/1993 tarihleri arasında 90 gün ve günlük 0,08 TL kazançla,01/01/1994-31/03/1994 tarihleri arasında 90 gün ve günlük 0,08 TL kazançla,01/04/1994-31/08/1994 tarihleri arasında 150 gün ve günlük 0,08 TL kazançla,01/09/1994-31/12/1994 tarihleri arasında 120 gün ve günlük 0,14 TL kazançla,01/01/1995-31/01/1995 tarihleri arasında 30 gün ve günlük 0,14 TL kazançla,01/09/1995-14/11/1995 tarihleri arasında 74 gün ve günlük 0,27 TL kazançla,15/11/1995-30/06/1996 tarihleri arasında 226 gün ve günlük 0,28 TL kazançla,01/07/1996-31/07/1996 tarihleri arasında 30 gün ve günlük 0,50 TL kazançla,01/08/1996-31/12/1996 tarihleri arasında 150 gün ve günlük 0,57 TL kazançla,01/01/1997-28/02/1997 tarihleri arasında 60 gün ve günlük 0,72 TL kazançla,01/03/1997-30/06/1997 tarihleri arasında 120 gün ve günlük 0,85TL kazançla,01/07/1997-31/07/1997 tarihleri arasında 30 gün ve günlük 1,23 TL kazançla,01/08/1997-31/12/1997 tarihleri arasında 150 gün ve günlük 1,23 TL kazançla,01/01/1998-25/02/1998 tarihleri arasında 55 gün ve günlük 1,67 TL kazançla, olmak üzere 1427 gün daha sigortalı bildirilmesi gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Feri Müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde,Kurum kayıtlarında davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde davalı şirkete ait işyerinden bildirilmiş herhangi bir sigortalı çalışmasının bulunmadığını, sigortalılıktan söz edebilmek için çalışmanın varlığının Yüksek Yargıtay uygulaması ve 506 sayılı Yasanın 79/10.maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmesi gerektiğini, ayrıca davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini beyanla; davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... San A.Ş. vekili, öncelikle hakdüşürücü süre itirazında bulunduklarını, Libya ile ülkemiz arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunduğunu ve davacının Libya"da geçen bütün çalışmalarının diğer davalı Kuruma bildirildiğini, eksik bildirim yapıldığı yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, uyuşmazlık konusu dönemde Libya"da çalışan işçilerin sigorta kayıtlarında benzer sorunların olduğunu ve Kurum kayıtlarının eksik işlenmesinden kaynaklı bu tür sorunların Beyoğlu SGK Müdürlüğü tarafından giderildiğini, davacının bütün çalışmalarının diğer davalı Kuruma bildirildiğini ve müvekkili şirketin bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    B- BAM KARARI
    Davacının, davalı işyerinde 09/08/1993 - 25/02/1998 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kanıtlandığı, bu dönem içinde kalacak biçimde 01.02.1995 - 30.08.1995 tarihleri arasındaki hizmetinin 3.99.01 sicil sayılı davalı şirket adına işlem gören işyerinden eksiksiz olarak Kuruma bildirildiği, kesintisiz geçen çalışma döneminde Kuruma kısmen dahi olsa hizmet bildirilmesi nedeniyle hak düşürücü sürenin işlemediği ve tespite engel bir hal bulunmadığı gerekçeleri ile davalı vekili ile feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili ve fer’i Müdahil Kurum vekili ,istinaf gerekçeleri ile aynı hususlarda kararı temyiz etmişlerdir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan davalı ... fer’i müdahil kurum vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
    Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, somut olayda; 09.08.1993 – 25.02.1998 tarihleri arasında davalı yanında çalışmalarının tespitini istenilmiş ise de, davacının davalı işyerinden 01.02.1995 ile 30.08.1995 tarihleri arasında bildirimleri yapıldığının ,01.02.1995 tarihi öncesinde, sigortalı davacıya ait herhangi bir belgenin kuruma verilmediğinin anlaşılması karşısında, 01.02.1995 öncesi çalışma süresinin hak düşürücü süre kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekili ve fer’i müdahil SGK vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin davalı ... feri müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin ayrı ayrı esastan reddine kararının kaldırılarak, ilk derce mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi