8. Hukuk Dairesi 2018/14928 E. , 2019/4218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle 20.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bozma gereğince 30.01.2018 tarihli dilekçesi ile, talep miktarını 06 BM 1775 plakalı araç için 2.000,00 TL, hisse senetleri için 8.000,00 TL, nakit için 8.000,00 TL ve 34 nolu mesken için 2.000,00 TL olarak açıklamıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairenin 09.05.2017 tarihli "HMK"nin 297. maddesi gereğince davanın hangi alacak için ne kadar kabul edildiğinin açıkça yazılması gerektiğine" yönelik bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne, 06 BM 1775 plakalı araç nedeniyle 2.000,00 TL, hisse senetleri için 16.000,00 TL, 34 nolu mesken için 2.000,00 TL"nin davanın açıldığı 16.09.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı ve katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 06 BM 1775 plakalı araç ve 34 nolu mesken yönünden katkı payı alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM"de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646).
Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vb.) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm(rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacağı miktarları hesaplanmalıdır.
Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
Somut olaya gelince; eşler, 21.05.1988 tarihinde evlenmiş, 29.11.2002 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 34 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 02.07.1998 tarihinde TOKİ ile yapılan sözleşme ile davalı eş adına satın alındığı, ödemelerin boşanma dava tarihinden sonra da devam ettiği, 06 BM 1775 plakalı aracın da 27.07.2000 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği, aracın alınmasında kullanılan kredi ödemelerinin bir kısmının 01.01.2002 tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 S.lı TMK mad.179).
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; tasfiyeye konu araç ve taşınmaz nedeniyle yapılan ödemelerin 01.01.2002 tarihi öncesi ve sonrası dikkate alınarak artık değere katılma alacağı ve katkı payı alacağı hesaplanması yerinde ise de; katkı payı alacağının hesaplanmasında tarafların kişisel harcamaları ile kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcamalar dikkate alınmadan tasarruf oranlarının belirlenmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, yukarda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalar dikkate alınarak, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 Sayılı TKM"nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edildikten sonra, her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenerek katkı payı alacağı hesaplanması gerekir.
3. Hisse senetlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (TMK mad. 235/1).
O halde, Mahkemece, ...Değerler A.Ş. de bulunan davalının Aselsan hisse senetlerinin boşanma dava tarihinde (29.11.2002) mevcut olup olmadığı, mevcut ise 01.01.2002 öncesi ve sonrası dönemde ne kadar olduğu araştırılmadan eksik incelemeyle 27.01.2004 tarihindeki mevcutla alacağın hesaplanması hatalı olmuştur.
Kabule göre de, hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden (HMK mad. 26), davacının hisse senetlerine yönelik talebinin 30.01.2018 tarihli dilekçeye göre 8.000,00 TL olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekir.
4. Nakite yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin herbiri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2).
Somut olaya gelince, Mahkemece, davacının taşınmaza, araca ve hisse senedine yönelik talebi yönünden bir karar verilmiş ise de; ...Değerler A.Ş. de bulunan nakite yönelik talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, ...Değerler A.Ş. de bulunan nakite yönelik talep hakkında karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.3. ve 4. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.