3. Ceza Dairesi Esas No: 2014/2607 Karar No: 2014/23966 Karar Tarihi: 17.06.2014
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2014/2607 Esas 2014/23966 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar temyiz edilmiş. Temyiz sonrasında, mahkemenin bazı hükümleri reddedilmiş ve bazıları bozulmuş. Sanık hakkında mağdurları yaralama suçundan verilen hükümler yerinde görülürken, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhine temyiz olmadığı belirtilmiş. Ancak, TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceğine dair yanlış bir karar verildiği belirtilmiş ve bu nedenle hükümler bozulmuş. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 2014/2607 E. ve 2014/23966 K. sayılı kararında, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesi gereği itiraz edilebileceği, ancak temyiz edilemeyeceği belirtilmiştir. Kararda ayrıca, sanık hakkında verilen hükümlere yönelik olarak 5237 sayılı TCK'nin 53/3. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhine itiraz edilmediği vurgulanmıştır. Detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri ise şunlardır
3. Ceza Dairesi 2014/2607 E. , 2014/23966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet, hükümn açıklanmasının geri bırakılmasına dair
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık ... hakkında mağdur ..."i yaralama,sanık ... hakkında mağdur ..."i yaralamaya teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün 2009/13-12 sayılı kararı uyarınca sanık hakkında verilen 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının aynı kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup, temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz mercii tarafından tetkik edilmek üzere temyizen incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2) Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ..."yı yaralamaya teşebbüs suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanığın gerekçeye yönelik temyizi olmayıp verilen hükümleri de temyizde hukuki yararı olmadığından 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme aykırı REDDİNE, 3) Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ..."yı yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nin 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK’nin 53/3. maddesine göre TCK’nin 53/1-c maddesinde yer alan velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun sadece kendi altsoyu üzerinde şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde tüm kişiler için velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin şartla tahliye tarihine kadar uygulanabileceğine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükümlerin bu konu ile ilgili fıkralarının “ 5237 sayılı TCK’nin 53/1-a, b, c, d, e bentlerinde yazılı hakları kullanmaktan mahkum oldukları hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, TCK’nin 53/1-c maddesinde yazılı velayet, vesayet ve kayyımlığa ait yetkileri kendi alt soyu üzerinde kullanmaktan TCK’nin 53/3. maddesi hükmü gereğince şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmalarına ” şeklinde değiştirilmesi ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/06/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.