MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir şahsın suç tarihinde katılanı telefonundan arayarak kendisini başkomiser ... olarak tanıtıp, hesaplarına internetten bazı şahısların girerek işlem yaptıklarından dolayı bu şahısların yakalanması için bankaya para yatırması gerektiğini söylediği, bunun üzerine katılanın, telefondaki şahsın yönlendirmeleri sonucunda sanık ..."e ait hesaba 30,000 TL yatırdığı, yine telefondaki şahsın yönlendirmesiyle aynı hesaba 50.000 TL daha yatırdığı, sonrasında dolandırıldığını anlayarak durumu görevlilere bildirdiği, sanığın, hesabına yatan 30,000 TL"yi çektiği, ancak 50.000 TL"yi banka tarafından bloke edilmesi sebebiyle çekemediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia edilen olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın, eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna, asgari haddin üzerinde ceza tayin edilmesi gerektiğine ve eksik inceleme sonucu karar verildiğine; sanığın ise lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas olabilecek ilam bulunması karşısında, ilamın kesinleşme ve infaz tarihlerini içerir şekilde onaylı suretinin dosya arasına getirtilip incelenerek tekerrüre esas olup olmadığının tartışılmaması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.