9. Hukuk Dairesi 2020/8518 E. , 2021/3882 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, 07/12/2016 tarihli dava dilekçesinde, davacının davalı Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğüne ait AEL İşletme Müdürlüğü bünyesindeki Garaj Amirliği araçlarında şoförlük yaptığını, ilk olarak 28.07.2009 tarihinde dava dışı Bölükbaşı Taşımacılık Şirketi tarafından ihalenin kazanıldığını, davacının bu tarihte davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, devam eden ihale dönemleri arasındaki kısa aralar haricinde kesintisiz olarak çalıştığını, halen alt işveren ... Ltd. Şirketi bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, Elektrik Üretim A.Ş ile şirketler arasındaki ilişkinin işçi temin edilmesinden ibaret olduğu, işçilerin çalışmaları sırasında emir ve talimatları davalı işletme yetkililerinden aldığını işçilerin hangi işlerde ve nerede çalışacaklarının davalı tarafından belirlendiğini, işin yürütülmesinde kullanılan tüm araç ve gereçlerin davalıya ait olduğunu, çalışma düzeninin, fazla çalışma yapılıp yapılmayacağının davalı asıl işverenin yetkililerince belirlendiğini, tüm işçilerin puantaj kayıtlarının davalı tarafından tutulduğunu, davalının istemediği bir işçinin işyerinde çalışmaya devam etmesinin mümkün olmadığını, bu şekilde alt işverenler değişse bile davacının çalışmaya devam ettiğini, davacının davalının kendi işçileri ile beraber aynı çalışma koşullarında, aynı iş kolunda, aynı mesleki branşta çalışmasına rağmen farklı ücretle çalıştırılıp diğer sosyal haklardan faydalanamadığını, halbuki işe giriş tarihinden itibaren aynı statüdeki davalı işçileriyle birlikte aynı maaş ve sosyal haklardan yararlandırılması gerektiğini, aynı konumda aynı iş yerinde çalışması bulunan işçiler ile ilgili olarak emsal dosyalarda kabul kararları verildiğini ve (Kapatılan) Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin kararları ile muvazaanın varlığının kesinlik kazandığını, davacının asıl işveren işçisine göre daha düşük ücret ile çalıştırılmasının yanında, davacıya 6772 sayılı Kanun kapsamına giren kurumlarda çalışan işçilere anılan Kanunun 3 üncü maddesine göre ödenen ilave tediye ve ikramiye bedellerinin de ödenmediğini ileri sürerek, davacının asıl ve gerçek işvereninin başından itibaren davalı Elektrik Üretim A.Ş Genel Müdürlüğü olduğunun tespitine karar verilmesini, kadrolu emsal işçilere ödenen ücretlere göre eksik ödenen veya hiç ödenmeyen maaş alacağının, ilave tediye ve ikramiye alacağının, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalıya ait B Termik Santralinde hizmet veren Yeni Bölükbaşı Şirketi ile ... Şirketi bünyesinde çalıştığını, davanın bu şirketlere ihbarı gerektiğini, davanın davalı yönünden husumet sebebiyle reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı ile yüklenici şirketler arasında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı yapıldığı, personelin günlük çalıştığı taşıma işlerinin davalı uhdesinde kaldığı, bu nedenle anılan faaliyetlerin günlük yürütülme şeklini davalının belirlemiş olmasının olağan olduğu, şirket işçilerinin çalıştırıldığı taşıma işlerinde fiilen şoför olarak çalışan kurum personeli bulunmadığı, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun yürürlükten kaldırılan 15/g maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 22. maddesi gereği ihale ile alt işverene verilmesinin olanaklı olduğu, davacı ile aynı konumda, aynı iş yerinde çalışması bulunan kişilerin aynı talep ile açtığı 2014/108 - 110 - 112 - 114 - 116 - 118 - 120 - 122 - 124 - 126 - 128 - 130 esas sayılı dosyalarda aynı gerekçeler ile aynı şekilde karara bağlanıp Yargıtay tarafından onandığı gerekçesiyle, hizmet alımının muvazaalı olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, her ne kadar genel hükümlere göre bir hizmetin yürütülmesi için personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımları olanaklı değil ise de, özel hükümlerin bunu olanaklı hale getirdiğini, davalı ile şirketler arasındaki personel çalıştırılmasına dayalı ihalenin işçinin haklarının kısıtlanması anlamına gelmeyeceği, alt işverene ait işyerinde işe başladığını bilen bir işçinin ilerleyen aşamada muvazaadan bahsederek kamuya ait bir kısım mali haklardan ve sosyal yardımlardan yararlanmaya çalışmasının Türk Medeni Kanununun 2. maddesine de aykırı olduğu, bu sebeple hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılarak davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacı 2009 yılından itibaren davalı Elektrik Üretim A.Ş bünyesinde şoför olarak çalıştığını davalı alt işverenler arasındaki taşıma işine ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu, bu durumun emsal kararlar ile sabit olduğunu ileri sürerek başlangıçtan itibaren davalının işçisi olduğunun tespiti ile emsal işçinin yararlandığı haklardan yararlandırılmasını istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, davacının şoför olarak çalıştığı taşıma işinin alt işverenlere ihale edildiği, aynı işyerinde fiilen çalışan kurum personeli bulunmadığı, personel taşındığı için günlük iş planını idarenin belirlemesinin normal olduğu emsal dosyalarda verilen ret kararlarının onandığı şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de benzer gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince aynı konuda açılan bir kısım davaların reddedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece emsal kabul dosyaların bir kısmında hizmet alım sözleşmesinin tarafı olan şirketin eldeki dosyadaki alt işveren ile aynı olmadığı, hizmet alım sözleşmesi döneminin de farklı olduğu tespit edilmiştir (Örneğin (Kapatılan) Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2016/10175 esas sayılı dosyası). Diğer taraftan Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin emsal bir kısım kararlarında, aynı döneme ilişkin taşıma işi ile ilgili hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu kabul edilmiş, bu doğrultudaki kabul kararları yerinde görülmüştür (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 tarih 2019/6969 esas, 201917323 karar sayılı kararı ile başlayan seri dosyaları ). Hal böyle olunca, mahkemece emsal kararlarda kabul edilen muvazaa olgusunun, eldeki dosya ile aynı döneme, aynı şirketlere ve aynı hizmet alım sözleşmesine ilişkin olup olmadığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır.
Dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 28/07/2009-27/07/2011 tarihleri arasında 1026057 sicil numaralı Yeni Bölükbaşı Şirketinde çalıştığı, davacının işe giriş bildirgesinde ‘şoför’ olarak, işyeri tescil detay bilgilerinde de ‘yolcu taşıt şoförü’ olarak bildirildiği, 05/08/2011-04/02/2012 tarihleri arasında 1035403 sicil numaralı Yeni Bölükbaşı Şirketinde çalıştığı, işe giriş bildirgesinde davacının ‘şoför’ olarak gösterildiği tespit edilmektedir. Davalı tarafından dosyaya sunulan hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde, Yeni Bölükbaşı Şirketi ile davalı arasında 07/07/2009 tarihli 2 yıl süreli sözleşme yapıldığı işin bitim tarihinin 27/07/2011 olduğu, aynı şirket ile yeniden iki yıl süreli sözleşme yapıldığı ve işin bitiminin 04/02/2012 olduğu belirlenmektedir. Mahkemece dosyadaki bu kayıtlar ile emsal dosya içerikleri karşılaştırılmadan, aksi yöndeki kararlara göre ret kararı verilmesi hatalıdır. Öncelikle davacının hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığı netleştirilmeli, daha sonra muvazaa olgusunun kabul edildiği emsal dosyalardaki hizmet alım sözleşmesi ve çalışma dönemi ile eldeki hizmet alım sözleşmesi ve çalışma döneminin aynı olup olmadığı belirlenmeli, davacının işyerinde ifa ettiği iş de dikkate alınarak eldeki dosyada muvazaa olgusunun mevcut olup olmadığı belirlenmelidir. Aynı hizmet alım sözleşmesine ilişkin olarak muvazaanın varlığına ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunması halinde, bu kararların aynı dönem için bağlayıcı olabileceği dikkate alınmadan eksik inceleme ile sonuca gidilmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan, dosyada mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde, davacının 27/03/2012 tarihinden sonra çalıştığı işyerleri ile davalı Elektrik Üretim A.Ş arasında herhangi bir bağ tespit edilememiştir. Davalı Elektrik üretim A.Ş tarafından dosyaya sunulan yazılardan Yeni Bölükbaşı Şirketinden sonra Uğurtem Şirketi, Berksan Şirketi ve ... Şirketi ile hizmet alım sözleşmeleri yapıldığı bildirilmiş ise de, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde bu şirketler bünyesinde bir çalışması bulunmadığı görülmektedir. Davacının dava dilekçesindeki muvazaa iddiasının hangi dönemi kapsadığı açık olmayıp, yapılacak inceleme sırasında bu husus da açıklığa kavuşturulmalıdır.
Açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.