12. Hukuk Dairesi 2016/2293 E. , 2016/7341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Mahkemece verilen karar, borçlu tarafından süresinde adli yardım talepli olarak temyiz edilmiş, buna rağmen mahkemece, borçluya temyiz harç ve masraflarının tamamlatılmasına dair muhtıra gönderilmiş, temyiz harç ve masraflarının yatırılmaması üzerine 09.07.2015 tarihli ek kararı ile borçluya temyiz harç ve masraflarının tamamlatılmasına dair muhtıra tebliğine rağmen borçlunun süresinde temyiz harç ve masraflarını yatırmadığından bahisle adli yardım talebinin reddine, temyiz talebinden vazgeçilmiş sayılarak temyiz talebinin reddine hükmedildiği görülmüştür.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336/3. maddesi uyarınca, kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi, Bölge Adliye Mahkemesi"ne veya Yargıtay’a yapılır. Aynı Yasa’nın 448. maddesi uyarınca bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. Anılan Kanun"un 336/3. maddesi, bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinden olmadığından, geçici 1. madde kapsamında da değildir. Dolayısıyla davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar vermeye yetkili mercii, temyiz incelemesi yapmakla görevli bulunan Yargıtay dairesidir. Bu nedenle, Dairemizce borçlunun adli yardım talebi hakkında karar verilmeden mahkemenin temyiz harç ve masraflarının tamamlatılmasına dair muhtıra göndermesi ve akabinde 09.07.2015 tarihli ek kararla, temyiz harç ve masraflarının süresinde yatırılmadığından bahisle adli yardım ve temyiz talebinin reddine hükmetmesi doğru olmadığından, mahkemenin 09.07.2015 tarihli ek kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra borçlunun temyiz itirazlarının incelemesine geçildi.
a) Borçlunun, adli yardım talebinin değerlendirilmesinde;
6100 Sayılı Yasa"nın 334. maddesinde; “1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere yasada adli yardımdan mağduriyeti yasal merciilerce belirlenen gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği, bu bağlamda sermaye şirketlerinin adli yardımdan faydalanamayacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle borçlunun adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz harç ve masraflarının ek kararın temyizi ile birlikte yatırıldığı anlaşıldığından, bu eksikliğin tamamlatılması için, dosyanın mahalline geri çevrilmesine gerek kalmamıştır.
b) Temyiz itirazlarının esasının incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlunun, ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddi ile borçlu aleyhine 30.100 TL para cezasına hükmedildiği görülmüştür.
İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda 270.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 301.000,00 TL"ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, zarar unsuru gerçekleşmediğinden borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece istemin zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur.
Ancak İİK"nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına yukarıda belirtilen nedenle girilmemiş olunacağından borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 30.04.2015 tarih ve 2014/943 E. - 2015/458 K. sayılı kararının para cezasıyla ilgili 2. maddesinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.