14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3843 Karar No: 2013/5544 Karar Tarihi: 10.04.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/3843 Esas 2013/5544 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/3843 E. , 2013/5544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04.12.2012 gün ve 2012/11616- 14160 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Davacı, davalıların murisi ... ile ... Noterliğinde 22.07.1983 tarihinde satış vaadi sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşme uyarınca 5587 parsel sayılı taşınmazdaki alt kat iki adet bitişik dükkan vasıflı taşınmazların satışının vaat edildiğini, satış bedelini ödediğini ve taşınmazda zilyetliğinin devam ettiğini belirterek sözleşmenin tapuya şerhini, tapu kaydının iptali ile adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmazların bedelinin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi ile sözleşmenin tapuya şerhi isteminin reddine, satış bedeli 105.365,07 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili ve bir kısım davalıların temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Onama kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran bir akittir. 22.07.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesinde tarafların borçlarının ne olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu durumda, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmemesi halinde diğer taraf BK"nun 96 ve 106. maddeleri hükümlerine uygun olarak haklarını kullanabilecektir. Somut olayda davacı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin ödenmesini istemiştir. Sözleşme konusu dükkanların tapu kaydında hukuken mevcut olmaması yani kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamış olması nedeniyle henüz ifa kabiliyeti doğmamıştır. Tapu iptali ve tescile ilişkin talebin reddi bu nedenle doğrudur. Davacının tazminat istemine gelince; 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi hükmü gereğince "Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur." Davalı satış vaadi borçlusu, sözleşme gereğince taahhüdünü yerine getirmediğine göre bu konuda kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe davacının bundan doğan zararını gidermek zorundadır. Bu nedenle mahkemece geçerli olan satış sözleşmesinin davalının kusuru nedeni ile ifa edilmediği gözetilerek, satış vaadine konu taşınmazların dava tarihindeki rayiç değerinin tazminine karar verilmesi gerekirken sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle güncelleştirilmiş değere hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 04.12.2012 tarih 2012/11616-14160 sayılı kararının KALDIRILMASINA ve hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.