Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4942
Karar No: 2013/8889
Karar Tarihi: 08.10.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4942 Esas 2013/8889 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4942 E.  ,  2013/8889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... Köyünde 31.10.2007 tarihinde yapılıp 06.02.2008 ilâ 06.03.2008 tarihleri arasında yapılıp ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında 313 ada 1 parsel sayılı 36644,32 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... ve ... adlarına 1/4 paylı olarak tesbit edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi 29.02.2008 tarihli dava dilekçesi ile, orman örtüsünün bulunması, humuslu orman toprağının mevut bulunması, eski tarihli resmi belgelerde orman olarak gözükmesi nedeniyle orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla çekişmeli taşınmazın tesbitinin iptali istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanuna göre 23.07.2004 ilâ 16.10.2004 tarihleri arasında yapılıp sonuçları 03.04.2007 ilâ 03.10.2007 tarihleri ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece, orman bilirkişi ... tarafından düzenlenen 07.09.2011 tarihli rapor hükme esas alınarak dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle tesciline ilişkin olarak davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve kanaat verici değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında açıklık alanda kaldığı, 1992 tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritasında orman ağaçlarının bulunduğu alanda kaldığı, içinde ve çevresinde sarı çam ağaçları ve meşe ağaçları bulunduğu, eğiminin %5-8 olduğu belirlenerek orman sayılan yerlerden olduğu yönünde kanaat bildirilmiş ise de; rapor içinden çekişmeli taşınmaz ve çevresinde bulunan ağaçların cinsi, yaşı, adedi, kapalılık durumları anlaşılamadığı gibi, rapor ekindeki memleket haritası görüntülerinin renksiz olduğu, davalı taşınmazın el ile boyanmak suretiyle denetime elverişli olmayacak şekilde gösterildiği, hava fotoğrafı görüntülerinin ise bulunmadığı, yörede tesbit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosu olduğu halde, orman kadastrosu ile irtibatlı olarak çekişmeli taşınmazın gösterilmediği anlaşılmaktadır. Yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmaz.
    Bu nedenle; mahkemece, orman kadastro tutanakları ve haritası, hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafından üretilen memleket haritası ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması hakkındaki yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası ve eski tarihli memleket haritası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, ayrıca varsa davalı taşınmaz üzerinde ve çevresinde bulunan ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranları, dağılımı, adetleri, taşınmazın gerçek eğimi raporda belirtilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre de; dava konusu taşınmazın tesbitinin açılan dava nedeniyle kesinleşmediğinden davalı taşınmaza ilişkin tapu sicili oluşmadığı halde, hüküm yerinde kadastro tesbitinin iptali yerine tapu kaydının iptaline karar verilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi