17. Hukuk Dairesi 2014/18076 E. , 2015/4829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı şirkete sigortalı aracın, müvekkiline ait ambulans aracına çarpması neticesinde aracın hasar görmesine sebebiyet verdiğini, kazada karşı araç sürücüsünün kusurlu olmasına rağmen davalı sigorta şirketince müvekkili aleyhinde icra takibi başlatıldığını, her ne kadar takibin dayanağı olarak TTK."nun 1472. maddesi uyarınca rücu alacağı gösterilmiş ise de; davalı şirketin müvekkilinden herhangi bir rücu alacağı olmadığını, icra takibine karşı itiraz süresinin kaçırılmış olması nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürerek müvekkili idarenin icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olay ile icra takibine konu olay arasında bağlantı bulunmadığını, icra takibine konu olayda, müvekkiline kasko sigortalı aracın park halinde iken davacı idareye ait ambulans aracının çarpması neticesinde hasar gördüğünü, ekspertiz raporuna göre sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin 2.264,00 TL olarak tespit edildiğini, hasar bedelinin müvekkili tarafından sigortalısına ödenmesi üzerine hasarın oluşumunda ambulans sürücüsünün kusurlu olduğu tespit edildiğinden davacı idare aleyhinde icra takibine girişildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, meydana gelen kazada davacı idareye ait araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun tespit edilmiş olup bu haliyle tüm sorumluluğun davacı tarafta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle talep edilen rücuen tazminat miktarından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HUMK’nun 275. maddesinde (6100 sayılı HMK’nın 266. Maddesi) “mahkeme, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere davalıya kasko sigortalı araçtaki hasar tutarının hesaplanması teknik bilgi ve uzmanlığı gerektiren konulardandır. Somut olayda ise mahkemece, hasar konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, davacı idareye ait araç sürücüsünün tam kusurlu olup davalıya kasko sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, bu sebeple tüm sorumluluğun davacı tarafta olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, hasar konusunda uzman İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek bilirkişiden dava dosyası kapsamı, ekspertiz raporu, faturalar, fotoğraflar ve diğer deliller incelenerek aracın yaşı, modeli gibi özellikler de dikkate alınmak suretiyle olay tarihi itibariyle araçta meydana gelen hasar kalemlerinin ve bedelinin tespiti hususlarında ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.