1. Ceza Dairesi 2018/4847 E. , 2019/600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : TCK.nin 81/1, 29/1, 31/2-son, 62/1, 63/1. maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk ..."ın maktul ..."e yönelik kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, yaş küçüklüğüne, tahrike ve takdire ilişen cezaları azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin meşru savunma hükümlerinin uygulanması gerektiğine, zamanaşımının gerçekleştiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 07.10.2015 tarih 2015/2246 Esas ve 2015/4741 Karar sayılı ilamı ile; “sanık hakkında Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca muayenesi yapılarak, düzenlenen ‘sanığın ceza ehliyetinin tam olmadığına, hakkında TCK.nin 32/2 maddesinin tatbikinin uygun olduğuna’ ilişkin 26.12.2012 tarih ve 4459 sayılı raporuna göre, sınır mental kapasite, davranım bozukluğu ve dürtü kontrol bozukluğu tespit edilen sanığın, suçu işlediği sırada ve halen akli durumu ve cezai ehliyeti konusunda, Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek, Gözlem İhtisas Dairesi’nde müşahadeye tabi tutulup, karar vermeye yetkili 4. İhtisas Kurulundan 5237 sayılı TCK.nin 32. maddesi yönünden rapor aldırılması, raporlar arasında çelişki bulunması halinde Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunda sanığın bizzat muayene edilerek alınacak rapor sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması” denilmek suretiyle kararın bozulduğu, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, suça sürüklenen çocuğun gözlem altına alınarak, yapılan muayene sonucu Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 29/06/2016 tarih ve 2197 raporda ‘suça sürüklenen çocuğun 21/02/2017 tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğu’ şeklinde mütalaa bildirildiği anlaşılmakla,
Her ne kadar; 21/02/2017 tarihli celsede Adli Tıp Genel Kurulundan raporun gönderildiği, okunduğu ve dosyaya eklendiği belirtilmiş ise de, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 04/01/2017 tarihli 2016/2832 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesinde, rapor düzenlenmesi için randevu talebine cevap verilmediği ve dosya içerisinde Adli Tıp Genel Kurulu tarafından düzenlenmiş her hangi bir rapor bulunmadığı anlaşıldığından;
a-) Sanığın cezai ehliyetinin tam olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 26/11/2012 tarihli raporu ile Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 29/06/2016 tarihli raporları arasında çelişki bulunması karşısında, dosya içerisinde bulunan tüm tıbbi evraklar ile birlikte dava dosyasının Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; Adli Tıp Üst Kurulunda muayenesi yapıldıktan sonra rapor aldırılması ve sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden; eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-) Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulunun 29/06/2016 tarihli rapor içeriğinden anlaşıldığı üzere suça sürüklenen çocuk hakkında Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince düzenlenen 04/05/2016 tarih ve 500 karar sayılı raporun dosya içerisinde mevcut olmaması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 06/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.